"ليست على ما يرام" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyi değil
        
    • kendini iyi hissetmiyor
        
    • iyi olmadığını
        
    • kendini pek iyi hissetmiyor
        
    Bu iki ülkenin bugünlerde arası pek iyi değil. TED فعلاقة هذين البلدين ليست على ما يرام في هذه الأيام.
    Kesin bir şey söyleyemem, ama çok iyi değil. Open Subtitles لا أستطيع أن أقول شيئا على وجه التحديد لكن ليست على ما يرام
    Bırak ısınsın! İyi değil. Open Subtitles دعها تحصل على قليل من الدفء، إنها ليست على ما يرام
    Çabuk olun, karım hamile. kendini iyi hissetmiyor. Open Subtitles بسرعة , زوجتى حامل انها ليست على ما يرام
    Artık gitseniz iyi olur. Karım kendini iyi hissetmiyor. Open Subtitles إرحلوا جميعاً زوجتي ليست على ما يرام.
    Arkadaşın Cosima'ya uğrayacaktım ama onun da iyi olmadığını duydum. Open Subtitles اه. حسنا، كنت ذاهبا للاتصال على صديقك كوزيما، ولكن اسمع انها ليست على ما يرام أيضا.
    Üzgünüm bayan ama bugün kendini pek iyi hissetmiyor. Open Subtitles آسفة, سيدتي لكنها ليست على ما يرام اليوم
    Aslında pek iyi değil. Biraz atıştık. Open Subtitles ليست على ما يرام لقد تبادلنا بعض الكلمات الجارحة
    Aramız pek iyi değil. Majestelerinin ve benim. Open Subtitles الأمور ليست على ما يرام بيننا جلالته وأنا
    Bence bu pek iyi bir fikir değil. Durumu iyi değil. Open Subtitles لا أحسبها فكرة سديدة، فهي ليست على ما يرام
    Senin hatan ve hiç iyi değil! Değişmek zorundasın. Open Subtitles انه خطأك أنها ليست على ما يرام عليك أن تتغير
    Son zamanlarda amfizemden dolayı iyi değil. Open Subtitles إنها ليست على ما يرام مؤخراً. إنه تضخم الرئة.
    Midem hala iyi değil. Aşçı ile konuşabilir misin? Open Subtitles معدتي ليست على ما يرام هل يمكنك ربما التحدث الى المضيف؟
    İyi değil. Boşanıyorum. Open Subtitles ليست على ما يرام فنحن بصدد الطلاق
    Melinda hiç iyi değil, Paul. Open Subtitles ميليندا ليست على ما يرام يا بول.
    Onu eve götüreceğim. Durumu iyi değil. Open Subtitles سآخذها للبيت , هي ليست على ما يرام
    Annem pek iyi değil, soğuk almasın. Open Subtitles أمي ليست على ما يرام وقد تصاب بالبرد
    Karımı mazur görün. Pek iyi değil. Open Subtitles اعذروا زوجتي فهي ليست على ما يرام
    Karım kendini iyi hissetmiyor. Open Subtitles زوجتي ليست على ما يرام.
    Kitty Teyzen kendini iyi hissetmiyor. Open Subtitles كانت هذه جدتكِ على الهاتف الخالة (كيتي) ليست على ما يرام
    Bren'in'in iyi olmadığını biliyorum ama başka nereye gideceğimi bilemedim. Open Subtitles أعرف أن القائدة ليست على ما يرام ولكن لا أعرف أين أذهب
    Haklısın. Şimdi o sert fıstık kendini pek iyi hissetmiyor. Open Subtitles ،صحيح، حسناً الفتاة الساخرة ليست على ما يرام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more