Bu iki ülkenin bugünlerde arası pek iyi değil. | TED | فعلاقة هذين البلدين ليست على ما يرام في هذه الأيام. |
Kesin bir şey söyleyemem, ama çok iyi değil. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقول شيئا على وجه التحديد لكن ليست على ما يرام |
Bırak ısınsın! İyi değil. | Open Subtitles | دعها تحصل على قليل من الدفء، إنها ليست على ما يرام |
Çabuk olun, karım hamile. kendini iyi hissetmiyor. | Open Subtitles | بسرعة , زوجتى حامل انها ليست على ما يرام |
Artık gitseniz iyi olur. Karım kendini iyi hissetmiyor. | Open Subtitles | إرحلوا جميعاً زوجتي ليست على ما يرام. |
Arkadaşın Cosima'ya uğrayacaktım ama onun da iyi olmadığını duydum. | Open Subtitles | اه. حسنا، كنت ذاهبا للاتصال على صديقك كوزيما، ولكن اسمع انها ليست على ما يرام أيضا. |
Üzgünüm bayan ama bugün kendini pek iyi hissetmiyor. | Open Subtitles | آسفة, سيدتي لكنها ليست على ما يرام اليوم |
Aslında pek iyi değil. Biraz atıştık. | Open Subtitles | ليست على ما يرام لقد تبادلنا بعض الكلمات الجارحة |
Aramız pek iyi değil. Majestelerinin ve benim. | Open Subtitles | الأمور ليست على ما يرام بيننا جلالته وأنا |
Bence bu pek iyi bir fikir değil. Durumu iyi değil. | Open Subtitles | لا أحسبها فكرة سديدة، فهي ليست على ما يرام |
Senin hatan ve hiç iyi değil! Değişmek zorundasın. | Open Subtitles | انه خطأك أنها ليست على ما يرام عليك أن تتغير |
Son zamanlarda amfizemden dolayı iyi değil. | Open Subtitles | إنها ليست على ما يرام مؤخراً. إنه تضخم الرئة. |
Midem hala iyi değil. Aşçı ile konuşabilir misin? | Open Subtitles | معدتي ليست على ما يرام هل يمكنك ربما التحدث الى المضيف؟ |
İyi değil. Boşanıyorum. | Open Subtitles | ليست على ما يرام فنحن بصدد الطلاق |
Melinda hiç iyi değil, Paul. | Open Subtitles | ميليندا ليست على ما يرام يا بول. |
Onu eve götüreceğim. Durumu iyi değil. | Open Subtitles | سآخذها للبيت , هي ليست على ما يرام |
Annem pek iyi değil, soğuk almasın. | Open Subtitles | أمي ليست على ما يرام وقد تصاب بالبرد |
Karımı mazur görün. Pek iyi değil. | Open Subtitles | اعذروا زوجتي فهي ليست على ما يرام |
Karım kendini iyi hissetmiyor. | Open Subtitles | زوجتي ليست على ما يرام. |
Kitty Teyzen kendini iyi hissetmiyor. | Open Subtitles | كانت هذه جدتكِ على الهاتف الخالة (كيتي) ليست على ما يرام |
Bren'in'in iyi olmadığını biliyorum ama başka nereye gideceğimi bilemedim. | Open Subtitles | أعرف أن القائدة ليست على ما يرام ولكن لا أعرف أين أذهب |
Haklısın. Şimdi o sert fıstık kendini pek iyi hissetmiyor. | Open Subtitles | ،صحيح، حسناً الفتاة الساخرة ليست على ما يرام |