| Karakterin kazara ölüyor, ama bu bir mutlu son değil. | Open Subtitles | شخصيتك ماتت... في نكبة، ولكنها ليست نهاية سعيدة |
| Bu son değil, başlangıç. | Open Subtitles | هذه ليست نهاية المطاف انها البداية |
| Ama bu dört yükün üç kuvvete denk gelmesi hikayenin sonu değil. | TED | ولكن هذه الشحنات الأربعة الناتجة عن القوى الذرة الثلاثية.. ليست نهاية القصة. |
| Ama bu dünyanın sonu değil, Miles. Şirkettekiler kampa gittiğini biliyorlar. | Open Subtitles | ليست نهاية العالم مايلز شركتك تعلم بانك ذاهب الى رحلة بريه |
| Kendi tarihsel anımız tarihin sonu değildir ve bu, endişe nedeni olduğu kadar bir konfor kaynağı da olabilir. | TED | لحظتنا التاريخية ليست نهاية التاريخ، وتلك مدعاة للراحة أكثر من كونها سببًا للقلق. |
| Sam, azimli oluşunu seviyoruz ama başarısız olmanın dünyanın sonu olmadığını da biliyorsun. | Open Subtitles | سام, نحب كم انت مندفعة لكن ان رسبت, تعرفين انها ليست نهاية العالم |
| Tamamen mutsuz bir son değil. | Open Subtitles | .انها ليست نهاية غير سعيدة تماما |
| - Tatmin edici bir son değil! | Open Subtitles | إنها ليست نهاية مرضيه |
| Bu mutlu son değil, baba. | Open Subtitles | ليست نهاية سعيدة يا أبي |
| Fakat henüz mutlu son değil. | Open Subtitles | لكنها ليست نهاية سعيدة |
| son değil, bir başlangıç. | Open Subtitles | بداية و ليست نهاية |
| Ama bu görkemli galaksiler geçmişe olan yolculuğumuzun sonu değil. | Open Subtitles | لكن هذه المجرات المدهشة هي ليست نهاية رحلتنا الى الماضي |
| Dünyanın sonu değil. Tanrıların bize kızdığı yok. Uzaylılar dünyamıza gelmedi. | Open Subtitles | هذه ليست نهاية العالم الرب ليس غاضباً منا، الفضائيين لنيحضروا إلينا |
| Dört muhtemel yere yayılmış 200 daire. Dünyanın sonu değil ya beyler. | Open Subtitles | مائتي وحدة في أربع أماكن مُحتملة هذه ليست نهاية العالم يا رفاق |
| Eğer bu sizde yoksa, dünyanın sonu değil, çünkü kendinizi eğitebilirsiniz. | TED | وإذا لم تكن كذلك فهذه ليست نهاية العالم لإنه بإمكانك أن تتدرب |
| Ve beni dinle. Yalnızlık, dünyanın sonu değildir. | Open Subtitles | وايضاً اصغي الي الوحدة ليست نهاية العالم |
| Bak, sana söylüyorum belkide dünyanın sonu değildir. | Open Subtitles | انظري, كلّ ما أقوله أنّها ليست نهاية العالم. |
| Ben onların bunun dünyanın sonu olmadığını anlamalarını sağlayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع مساعدتهم ليفهموا مالذي يواجهونه ليروا أنها ليست نهاية العلم |
| Ve analizlerimiz, ürününüzle ilgili sağlık risklerinin dünyanın sonu olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | ومحللينا اظهروا ان المخاطرة بالصحة المرتبطة بمنتجكم ليست نهاية العالم |
| Tıpkı bir ağaç bir tohumun sonu olmadığı gibi. | Open Subtitles | فالشجرة ليست نهاية الجذور |
| Seni rahatsız eden ne olursa olsun emin ol bu dünyanın sonu demek değil. | Open Subtitles | وأيا كان مرضك، يمكنني أن أؤكد لك أنها ليست نهاية العالم |
| ve hepimiz kurtulduk bu dünyanın sonu falan değil kendimizi güvende tutmalıyız çünkü durum gittikçe kötüleşecek bunu nasıl adlandırıyorsun | Open Subtitles | وجميعنا نجينا، انها ليست نهاية العالم يجب ان نذهب إلى بر الأمان لأن الأمور ستسوء حقاً وماذا تدعين هذا؟ |