"ليست واحدة" - Translation from Arabic to Turkish

    • biri değil
        
    • biri değildi
        
    • birisi değil
        
    Bir çok özelliğim var ama unutkanlık onlardan biri değil. Open Subtitles أنا أتمتع بالكثير من الصفات، لكن النسيان ليست واحدة منها
    Maalesef, Birleşik Devletler bunlardan biri değil. Amerika'nın, Papua Yeni Gine ve Liberya ile TED ولسوء الحظ، الولايات المتحدة ليست واحدة منها لذا اذا كنت تتسائل ما الذي يجمع الولايات المتحدة
    Tanrı aşkına, aptal vakalarınızdan biri değil bu! Open Subtitles بحق السماء، هذة ليست واحدة من قضاياك الحمقاء
    Bırak endişelenmeyi. Bu bir göçmen gemisiydi, bizimkilerden biri değil. Open Subtitles لا تفزعي على أولادك، إنها سفينة مهاجرين ليست واحدة من سفننا
    Görüyorsunuz ya, Bay Durkee, Bayan Welles... şey, aslında bizden biri değildi. Open Subtitles كما ترى فالفتاة لم .. كانت ليست واحدة منا
    Müşterilerimi tanırım. Onlardan birisi değil. Open Subtitles أنا أعرف زبائني , هي ليست واحدة
    Kendini rahminden iyileştirebilen biri değil. Open Subtitles نعم , ليست واحدة تستطيع أن تشفي نفسها من رحمها
    Bir çok korkunç belirtisi olan, nadir görülen bir kan hastalığı ama ölümcül ısı kaybı bunlardan biri değil. Open Subtitles نادر جداً أمراض الدم مع الكثير من الأعراض الفظيعة ولكن إنخفاض حرارة الجسم حتى الوفاة ليست واحدة منها
    Rica edeceğim, bayan! Bu sizin dedektif romanlarınızdan biri değil. Open Subtitles من فضلك يا سيدتى ,هذه ليست واحدة من رواياتك
    O konuşan çalar saatlerden biri değil mi yani? Open Subtitles إنها ليست واحدة من تلك الساعات المنبهة الناطقة ؟
    Bu kan yerine mürekkep kullanılan romanlarınızdan biri değil Open Subtitles هذه ليست واحدة من رواياتكِ حيث ينزف الناس الحبر
    Böyle bir çatışmada seni kaybetmek onlardan biri değil. Open Subtitles لكن فقدانك في معركة قتالية ليست واحدة منهم
    Bobby, listemde sikeceğim bir sürü kız var; Lacey onlardan biri değil. Open Subtitles بوبي ، هناك العديد من المهابل الموجودة لدي لكي أعمل قائمة بها و لكنها ليست واحدة منهم
    Ama sentetik ruhlar onlardan biri değil. Open Subtitles ولكن الأرواح الإصطناعية ليست واحدة من تلك الأشياء الرهيبة.
    Noel kupalarımdan biri değil neyse ki. Open Subtitles جيد، جيد، إنها ليست واحدة من أكواب عيد الميلاد.
    İçi satılmayan bir yerde viski bulmak bunlardan biri değil. Open Subtitles لكن العثور على الويسكي في هذا المكان الرصين ليست واحدة منهم
    Sanırım parkın çevresindeki bölge onlardan biri değil. Open Subtitles وأخمّن أنّ المنطقة المحيطة بساحة اللعب ليست واحدة منها.
    Çünkü Vena olmadan ayrılmak onlardan biri değil. Open Subtitles لأن رجوعي من هنا بدون الفتاة ليست واحدة من الاحتماليات
    Benim buradaki sorumluluklarım farklı ve geniş ölçüde ama anneyle babanın arasındaki kavgaya hakemlik yapmak bunlardan biri değil. Open Subtitles مسؤولياتي هنا متنوعة وبعيدة المدى، ولكن التحكيم في مبارزة بين الام والأب ليست واحدة منها.
    Gözlerim birçok şey olabilir, yargıç, ama hassaslık bunlardan biri değil. Open Subtitles MARY: عيناي هي أشياء كثيرة، قاضي، لكن حساسة ليست واحدة منها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more