Tabii çığlıklarınızı duyacak kimsecikler de yok demek oluyor bu. | Open Subtitles | آوه. لكن هذا يعني لا أحد سيكون هنا ليسمع صراخك. |
Sesinin, oturduğum ve seni duymaya çalıştığım yere.. | Open Subtitles | يجب أن تتخطي كل ذلك ليسمع صوتك في كل أرجاء القاعة |
Saul'un dediği gibi telesekreterdeki sesi duymak için. | Open Subtitles | حسنا, كما قال سول, ليسمع أصواتهم فحسب. على جهاز الرد الآلى. |
Herkes dinlesin. Bu kadın hayatımda tanıdığım, | Open Subtitles | ليسمع الجميع ، هذه المرأة هنا هى الأكثر روعة |
Keşke bunu birisi duysaydı. | Open Subtitles | تمنيت لو كان أحد هنا ليسمع هذا |
Bu konuşmaları senden başkasının duymasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد هذه المحادثات ليسمع مرة اخرى |
Buna "stethron."denir.Kardiyologlar kalbin mırıltısını dinlemek için kullanırlar. | Open Subtitles | يسمى ستيثرون يستعمله الاختصاصي ليسمع دقات القلب |
Ne desin... Teklifini dinlemesi için Michael'ı yollamamızı istiyor. | Open Subtitles | قال سخافات يريدنا أن نرسل مايكل ليسمع عرضة |
Bunu duyacak kimsenin olmaması büyük kayıp. | Open Subtitles | لكنني متأكد من أنهم سيتعيدون عافيتهم من المحزن أن لا أحد هنا ليسمع كلامي؟ |
- Beyler... Benim hesabıma göre bunlar davulu duyacak kadar yakın yerde yaşayıp çalışıyorlar. | Open Subtitles | طبقًا لحساباتي، فأنه التحذير كان قريبًا كفاية ممن يعيش ويعمل هناك ليسمع طبول السرية |
Çünkü bu bir çeşit ormanda düşen ağaç gibidir, ve eğer orada duyacak kimse yoksa-- bu gerçekten bir şey ifade eder mi? | TED | لأنّ ذلك يشبه سقوط شجرة في الغابة، فإذا لم يكن أحد هناك ليسمع -- فهل تصدر حقا صوتا؟ |
Eşinin haykırışını duymaya çalışıyor. | Open Subtitles | يتصنت ليسمع نداءات شريكته |
Dünya öykünüzü duymaya can atıyor. | Open Subtitles | العالم كله يموت ليسمع قصتكِ |
Belki de senin fikirlerini duymak için bile açık olur. | Open Subtitles | ربما قد يكون منفتحاً ليسمع أفكارك |
Bir baba için mihenk taşı bu oğlunun sesindeki hayal kırıklığını duymak. | Open Subtitles | هوووو! الآن تلك هي تذكرة العبور للأب ليسمع خيبة الأمل في صوت ابنه |
Onu dinlesin diye ben davet ettim. Sonuçta şarkıyı kaydetmeme o vesile oldu. | Open Subtitles | دعوته ليسمع الأغنية، بما أنه الشخص الذي كان له الفضل بجلسة التسجيل |
İletişimi aç. Herkes dinlesin. | Open Subtitles | افتح الميكرفون ليسمع الجميع |
Keşke baban hayatta olsaydı da bu söylediklerini duysaydı. | Open Subtitles | ليت أبيك كان حياً ليسمع هذا الكلام |
Keşke babam duysaydı. | Open Subtitles | وأيضاً وجود أبى ليسمع كل هذا. |
Benim yanıtımı bir başkasının duymasını isterim. | Open Subtitles | اريد شخصا آخر ليسمع اجابتى |
Hatta Nescobar-A-Lop-Lop'un sesini kaydedip kendi aksanını duymasını sağlamıştı. | Open Subtitles | في اليوم الأول لعودتها إلى العمل حتى إنها سجّلت كلام (نسكوبار آي لوب لوب) ليسمع لكنته |
"Büyük bir Fransız yazar, sadece denizin ve rüzgârın sesini dinlemek için buraya gömülmek istedi. | Open Subtitles | "اختار كاتب فرنسي عظيم أن يرقد هنا ليسمع فقط صوت البحر والريح. |
Beni dinlemek için değil. | Open Subtitles | لا ليسمع أى كلمة مما أقول |
dinlemesi için birini yollayacağım. | Open Subtitles | سأرسل مستطلعاً ليسمع التسجيل التجريبي ويمكنه الذهاب لرؤيتكم. |
Ne desin... Teklifini dinlemesi için Michael'ı yollamamızı istiyor. | Open Subtitles | قال سخافات يريدنا أن نرسل (مايكل) ليسمع عرضه |