| Sadece insanları öldürmek veya bir şeyleri çalmak mı günahtır? | Open Subtitles | ليسَ فقط قتل الناس أو سرقة الأشياء منهم يُعتبر ذنباً؟ |
| Adebisi Sadece uyuşturucuyu bırakmıyor. | Open Subtitles | أديبيسي ليسَ فقط يمُرُ في مَرحلة التخلُّص من المخدرات |
| Sadece para toplanmasını istediğin için değil buradaki eşeklerin sana yardım etmesini sağladığın için de. | Open Subtitles | ليسَ فقط إرادتكَ لجمع المال لكن في الواقع تحفيزكَ لأولئكَ التافهين على مُساعدتِك |
| Labirent normal bir labirent değil. Büyülü labirent tamam mı? | Open Subtitles | ذلك المَكان ليسَ فقط مجرد متاهة، بل متاهة سحرية، حسناً؟ |
| Bütün mesele buydu değil mi? | Open Subtitles | في الحقيقة، كلب الإرشاد ليسَ فقط للشخص الذي يقوم بإرشادِه |
| Sadece doğal liderliğiniz değil, ama ikinizin de bir dünya görüşünüz var. | Open Subtitles | ليسَ فقط قياديين بالفِطرَة لكن لكُلٍ منكما رؤيةٌ خاصَة للعالَم |
| Sadece seninki ve benimki değil, bu gezegen üstünde nefes alan herkesin, hepsinin yaşamı kıymetlidir. | Open Subtitles | ليسَ فقط حياتكَ و حياتي لكن كُل شخص على الكوكَب يتنفَّس حياتهُم غالية |
| Çok güzel, Sadece buna odaklanmakla kalmıyor sağır da olmuş. | Open Subtitles | عظيم، ليسَ فقط لا يُركِّز على العمَل و قد أصبحَ أصماً أيضاً |
| Sadece sınıfımdakiler gelmiyor ailemin tamamı da gelecek. | Open Subtitles | ليسَ فقط نصف فصلي آتي لكن كل عائلتي ستأتي آيضاً |
| Ama Sadece fiziksel değil. | Open Subtitles | حسناً , و لكن ليسَ فقط مدرب جسدي , و روحي أيضا. |
| Sadece websitenizi çökertmeyeceğiz, tüm iletişim yollarınızı yok edeceğiz. | Open Subtitles | نحنُ : ليسَ فقط سَنوقفُ مواقعك, و إنّما سندمّرُ لكَ كافّةَ إتصالاتك. |
| O Sadece ruhani bir lider değil aynı zamanda bir yol göstericiydi yarınki açılış duruşmasına ulaşacak... | Open Subtitles | وكن بمثابة شعلة إلهام لهم, ليسَ فقط كقائد روحى... يدلى ببيانه المفتوح غداً .. |
| Sadece para değil, ün de var. | Open Subtitles | ليسَ فقط في المال، بل في الشهرة أيضاً |
| Sadece Emrys'in kim olduğunu değil, nerede olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | "ليسَ فقط اعلم من هو "إمريس بل اعلم بالتحديد اينَ هو |
| Sadece ligde şampiyon olmakla kalmadık aynı zamanda da okulun en güzel kızlarından ikisi bize garsonluk yapıyor. | Open Subtitles | ... إذاً، ليسَ فقط أننا ربحنا لكن لدينا إثنتينِ من أجمل الفتيات في المدرسة تعملانِ لخدمتنا |
| Burada Sadece olacağını sandığımız şeyler değil olmayan diğer tüm olasılıklar hakkında da öngörüde bulunuyoruz. | Open Subtitles | نحنُ لا نقوم بالتنبؤات هنا... ليسَ فقط ما نعتقد أنَّهُ سيحدث... ... |
| Sadece akıl sağlığı değil. | Open Subtitles | ليسَ فقط الصحّة العقلية |