| Dediğini yaptım. Senin bana söyleyecek bir şeyin yok mu? | Open Subtitles | فَعلتُ ما طَلبتَهُ مِني و ليسَ لديكَ ما تقولَهُ لي؟ |
| Siktir git. Sende o da yok. Kelime Dağarcığı bir kelimeler listesidir ve kelime dağarcığını da bu kelime dağarcığı listesine ekleyebiliriz. | Open Subtitles | تباً لَك، ليسَ لديكَ واحدة حتى الآن،المُفردات هي أي لائحة كلمات |
| Birden Em City'e döndün ve söyleyecek bir şeyin yok mu? | Open Subtitles | تَعودُ فَجأَةً إلى مدينَة الزُمُرُد. و ليسَ لديكَ ما تقولُه؟ |
| Öyleyse neden bahsettiğim hakkında en ufak bir fikrin bile yok. | Open Subtitles | حسناً، إذاً ليسَ لديكَ فِكرَة عما أتحدثُ عَنه |
| 1'e 10 bahse girerim ki yaptığın şeyleri neden yaptığına dair en ufak bir fikrin bile yok. | Open Subtitles | سأُعطيكَ احتمال 10 إلى 1 أنهُ ليسَ لديكَ أي فكرَة لماذا تقومُ بما تقومُ بِه |
| Bu kuşlara nasıl bakacağınızla ilgili hiçbir fikriniz yok. | Open Subtitles | أنتَ ليسَ لديكَ فكرة عما تفعلهُ بهذه الطيور |
| Onu öldürmekten başka seçeneğin yok korkarım. | Open Subtitles | عندها اخشى انهُ ليسَ لديكَ خيار عدا قتلهُ |
| Ayrıca, fazla zamanın yok. Hareket etsen iyi olur. | Open Subtitles | بالإضافة ،، ليسَ لديكَ وقت من الأفضل أن تتحرك أيها الذكي |
| Son baktıgımda, muvekkilim cinayetle falan suclanmıyordu, davayı cekmenize ihtiyacım yok, cunku eliniz guclu degil. | Open Subtitles | على حدِّ علمي, إنّ عميلي لمْ يُتهم بجريمةِ قتل، لكنني لا أحتاجُ منكَ بأن تسحبَ دعواك، لأن ليسَ لديكَ قضية. |
| - yardım edemez, yine de yaptı. - Bunun hakkında hiç kanıtın yok. | Open Subtitles | .بهذهِ القضيّة ، لكنهم حظوا بذلك - .ليسَ لديكَ دليلٌ على ذلك - |
| - Kim olduğuna dair hala bir fikrin yok. | Open Subtitles | ما زِالَ ليسَ لديكَ فِكرَة مَن كانوا؟ |
| Biliyorum, bana inanman için hiç bir neden yok ama... | Open Subtitles | انظُر، أعرفُ أنهُ ليسَ لديكَ ...سببٌ لتَصديقي، لكني |
| Bak... bana inan... inanmanız için bir nedeniniz yok, ama denemem lazım. | Open Subtitles | أنظُر... . ليسَ لديكَ أو لديها سَبَب لتَصديقي |
| Hiçbir fikrin yok değil mi? | Open Subtitles | ليسَ لديكَ أي فِكرَة، أليسَ كذلك؟ |
| Ve gülüyorum çünkü elinizde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وانا ابتسم لأنهُ ليسَ لديكَ شئ |
| Ne istediğim hakkında hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | ليسَ لديكَ أي فكرة ما الذي أريده. |
| - Seçeneğin yok. - Bak sen beni tanımazsın. | Open Subtitles | ليسَ لديكَ خيار - إستمع ، انتَ لاتعرفني - |
| Senin anlaşma yapma yetkin yok. | Open Subtitles | إنّ ليسَ لديكَ رُخصةٌ لإبرامِ صفقة. |
| - Bunu yaptığıma dair kanıtın yok. | Open Subtitles | ليسَ لديكَ دليلٌ بأنني فعلتُ أيّ شيء. |
| Bir davan yok. | Open Subtitles | ليسَ لديكَ قَضية |