"ليس أحد" - Translation from Arabic to Turkish

    • biri değil
        
    • biri değildi
        
    Burada iki haftadır kimse yok. Benim adamlarımdan biri değil. Open Subtitles ليس هناك أحد هنا منذ إسبوعين هذا ليس أحد رجالى
    Burada iki haftadır kimse yok. Benim adamlarımdan biri değil. Open Subtitles ليس هناك أحد هنا منذ إسبوعين هذا ليس أحد رجالى
    Bu çözüm bulamadığımız şu nadir görülen hastalıklardan biri değil. TED الجوع ليس أحد تلك الأمراض الغامضة والتي لا نملك علاجاً لها.
    Bu genç adam kesinlikle bu ülkenin düşmanlarında biri değil . Open Subtitles ذلك الشاب بالتأكيد ليس أحد بلاده الأعداء.
    Son duyduğuma göre, sürekli seks yasın beş derecesinden biri değildi. Open Subtitles آخر ما سمعته , الغزل الدائم ليس أحد المراحل الخمس للحزن
    Senin büyük düşünenlerindenden biri değil, fakat, büyük alçakgönüllülüğüm ile, benim. Open Subtitles ليس أحد مفكّرونك العظماء. لكنّي، في كلّ التواضع، صباحا.
    Sizi temin ederim ki... Bu sizin daha önce duyduğunuz... şüpheli piramit sistemlerinden biri değil. Open Subtitles دعوني أؤكد لكم بأن هذا ليس أحد المخططات الهرمية المظللة،
    Fotoğraftaki adam bir rozet ya da üniforma giymiyor. Sizden biri değil mi ? Open Subtitles الرجل الذى فى الصورة لا يرتدى شارة أو زى رسمى ، إنه ليس أحد رجالك ؟
    Şey, bu onlardan biri değil, ve artık gerçekten beni kızdırmaya başladın! Open Subtitles حسناً، هذا ليس أحد تلك الأوقات وأنتِ بدأتِ حقاً تثيرين انزعاجى
    Harvard? O akademik amcıklardan biri değil, öyle mi? Open Subtitles هو ليس أحد أولئك الأكاديميين، أليس كذلك؟
    Harvard? O akademik amcıklardan biri değil, öyle mi? Open Subtitles هو ليس أحد أولئك الأكاديميين، أليس كذلك؟
    Bilirsin Frank bu iş bazen çok sıkıcı olur, ama bu o durumlardan biri değil. Open Subtitles هل تعلم يافرانك في بعض الأوقات هذه الوظيفة ممله وهذا الوقت ليس أحد هذه الأوقات ياصديـــــقي
    - Kendime acımak kesinlikle büyük zevklerimden biri değil. Open Subtitles الشعور بالأسي علي نفسى بالتأكيد ليس أحد أكبر سعاداتى.
    O odun legolarla çok şık şeyler yapabilirsin, evet ama dedem onlardan biri değil. Open Subtitles يمكنك بناء الكثير من الأشياء الانيقة من لعبة البناء هذه لكن جديّ ليس أحد هذه الأشياء
    Ne yazık ki, daha önceden bahsettiğin iki Hintli beyefendiden biri değil. Open Subtitles لسوء الحظ إنه ليس أحد السيدين الهنديين اللذان ذكرتيهما قبل قليل
    Bu rehberlerde yazan turist tuzaklarından biri değil. Open Subtitles هذا ليس أحد تلك المعالم في كتب الدليل السياحي
    O odun legolarla çok şık şeyler yapabilirsin, evet ama dedem onlardan biri değil. Open Subtitles يمكنك بناء الكثير من الأشياء الانيقة من لعبة البناء هذه لكن جديّ ليس أحد هذه الأشياء
    Bir daha aynı hataya düşme diye söylüyorum, sohbet etmek bu isteklerden biri değil. Open Subtitles هناك أشياء كثيرة ربما يريدها ...في المقابل، و لمعلوماتك العامة التحدث ليس أحد هذه الأشياء
    Teknik olarak, bu tanım doğru değil, çünkü kendini kopyalama onun ana talimatlarından biri değil, ama... Open Subtitles فنيا... هذا المصطلح غير صحيح وذلك لأن التضاعف الذاتي ليس أحد مكوناته, لكن...
    Teğmen Kirk onların tanıklarından biri değildi, tek tanıklarıydı. Open Subtitles ليوتنانت كيرك ليس أحد شهودهم كان شاهدهم الوحيد
    Ama o çocukları öldürmek onlardan biri değildi. Open Subtitles لكن قتل الولدين ليس أحد تلك الأمور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more