| Rüşvet verilecek ya da kolayca dikkati dağıtılacak bir tip değil. | Open Subtitles | ليس النوع الي يُمكن رشوته ولا تشتيته بسهولة |
| Sakin hayata ayak uyduracak bir tip değil. | Open Subtitles | إنه ليس النوع الذي يستقر في حياة هادئة |
| Ailem hakkında kötü şeyler söylenirken o, unutamayacağım biri değil. | Open Subtitles | ، إنه ليس النوع من الرجال الذي لن ينسى أبداً والذي يستحق أن يهان والدي من أجله |
| Ama bu sonsuza dek süren aşklardan biri değil. | Open Subtitles | ولكنه فقط ليس النوع من الحب الذي يدوم |
| Evet, öyleydim galiba. Ama eline silah alıp birilerini vuran cinsten değil. | Open Subtitles | حسناً أعتقد أني كنت,لكن ليس النوع الذي يجعل الناس تود إخراج مسدس و تطلق علي |
| Böyle bir toplantıda giyilecek cinsten değil. | Open Subtitles | ليس النوع الذي تضعه في حدث كهذا |
| Kesinlikle bir tür satış var ama aradığımız türden değil. | Open Subtitles | بكل تأكيد ثمة عمليات بيع جارية هناك، لكن ليس النوع الذي نبحث عنه |
| Doğru tip değil mi? | Open Subtitles | ليس النوع المناسب |
| Ama senin örnek alman gereken türden biri değil. | Open Subtitles | لكنه ليس النوع الذي ينبغي أن ننظر إلى. |
| İyi biri değil. | Open Subtitles | ليس النوع اللطيف. |
| Evet o bir acil durum anahtarı ama arkadaşlarının beklediği türden değil. | Open Subtitles | انه زر قتل فقط ليس النوع الذي يتوقعه اصدقائك |
| Evet o bir acil durum anahtarı ama arkadaşlarının beklediği türden değil. | Open Subtitles | انه زر قتل فقط ليس النوع الذي يتوقعه اصدقائك |