"ليس الوحيد" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek değil
        
    • yalnız değil
        
    • tek kişi değil
        
    • Bir tek
        
    • tek o değil
        
    • sadece o değil
        
    • tek çikolata kaplı vişne değil
        
    Ondan sonra başlamışa benziyor. Binbaşı Lorne tek değil. Open Subtitles تلك تبدو بداية هذه الأشياء الرائد لورين ليس الوحيد
    Ama İdo tek değil ki. Open Subtitles لكنه ليس الوحيد
    Hakim Melvoy yalnız değil. Open Subtitles إذا ، القاضي ميلفوي ليس الوحيد بهذا الشئ
    Sidney'nin de onlardan biri olduğuna inanıyorum ama yalnız değil. Open Subtitles انا اظن ان سدني واحد منهم وهوه ليس الوحيد
    Ed'i ihtiyacım olduğunda ararım. O aradığım tek kişi değil. Open Subtitles أستدعي "إد" عندما أكون بحاجته، هو ليس الوحيد الذي إستدعيته
    Diğer baban bunu yapabilecek tek kişi değil, biliyorsun. Open Subtitles . . والدكِ الآخر ليس الوحيد القادر على فعل أشياء للنجاة
    Bu sabah kahvaltı yapan Bir tek ben değilim, anlaşıldı. Open Subtitles ليس الوحيد الذي تناول بعض الفطور صباح هذا اليوم
    Sonsuza kadar yaşamaya tamamen niyetli ve ne yazık ki, bu niyeti olan tek o değil. Open Subtitles ينوي بالكامل أن يعيش إلى الأبد و للأسف ، انه ليس الوحيد
    pekala, ya bunda bir parmağı var ya da bir şeyler gizliyor bir şeyler gizleyen sadece o değil. Open Subtitles -حسناً ، إنّه يخطط لشيء ، أو أنّه يخفي شيئاً -إنّه ليس الوحيد
    Foreman kutudaki tek çikolata kaplı vişne değil. Open Subtitles (فورمان) ليس الوحيد في مجاله
    Görünüşe göre Listo tek değil. Open Subtitles يبدو أن لستو ليس الوحيد
    O tek değil. Open Subtitles هو ليس الوحيد
    O tek değil. Open Subtitles هو ليس الوحيد
    Anlaşılan Santa Anita'daki arkadaşın kötü iddiada bulunmada yalnız değil. Open Subtitles يبدو أنّ صديقك في (سانتا أنيتا) ليس الوحيد الذي يقوم برهانات سيئة.
    Bu konuda yalnız değil. Open Subtitles انه ليس الوحيد.
    Bu konuda yalnız değil. Open Subtitles ليس الوحيد
    Superboy kötü dna sorunu olan tek kişi değil. Open Subtitles أستمعوا سوبربوي ليس الوحيد الذي يعاني من الحمض النووي السيء
    Görünüşe göre Randy zeytin yağını kullanan tek kişi değil. Open Subtitles يبدو أن " راندي " ليس الوحيد صاحب ذوق لزيت الزيتون
    Birkhoff, Kızıl Hasat operasyonunu hatırlayan tek kişi değil. Open Subtitles (بيركوف ) ليس الوحيد الذي يتذكر عملية الحصاد الاحمر
    Baskı altında olan Bir tek Wyman değilmiş gibi geliyor. Open Subtitles .. يبدو أن وايمان" ليس الوحيد الذي" يعاني من ضغوطات
    Besbelli böyle düşünen Bir tek o değilmiş. Open Subtitles من الواضح أنه ليس الوحيد الذي يفكر في هذا
    Bir tek o değil. Buradaki herkes aslında onun gibi. Open Subtitles ليس الوحيد الجميع هنا تقريباً مثله
    sadece o değil. Gerçektenmi? Open Subtitles حسناً ، انه ليس الوحيد ، اليس كذلك ؟
    Foreman kutudaki tek çikolata kaplı vişne değil. Open Subtitles (فورمان) ليس الوحيد في مجاله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more