| - Elbise aldım sana. - Konu bu değil. | Open Subtitles | لقد حصلتي على فستاناً هذا ليس بيت القصيد |
| Evet, ama mesele o değil. | Open Subtitles | ، حسناً ، هو كذلك و لكن هذا ليس بيت القصيد |
| Konumuz bu değil. Gemide bir Amerikalı var. | Open Subtitles | لكن هذا ليس بيت القصيد هناك أمريكي على متن السفينة |
| Önemli olan, benim yeni güç nasıl çalıştığını anlamaya var, ya da ben hayatımın geri kalanı için bu bodrum katında kendimi kilitlemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | هذا ليس بيت القصيد ، بيت القصيد إلى أن أعرف كيف تعمل قوتى الجديدة سأغلق على نفسي فى الأسفل هنا بهذا القبو لباقي حياتى |
| - Önemli olan o değil ki-- | Open Subtitles | هذا ليس بيت القصيد |
| Mesele o değil, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا، هذا ليس بيت القصيد حسنا ؟ |
| Ki aldatıyor da, ama şu anda konu bu değil. | Open Subtitles | وهو كذلك ، ولكن هذا ليس بيت القصيد |
| Ama mesele bu değil. | Open Subtitles | لكن هذا ليس بيت القصيد |
| Konu o değil. | Open Subtitles | هذا ليس بيت القصيد. |
| - Elbette hayır. Mesele bu değil. | Open Subtitles | -بالطبع كلا , هذا ليس بيت القصيد |
| - Elbette hayır. Mesele bu değil. | Open Subtitles | -بالطبع كلا , هذا ليس بيت القصيد |
| Ama sorun bu değil. | Open Subtitles | لكن هذا ليس بيت القصيد |
| Önemli olan bu değil. | Open Subtitles | هذا ليس بيت القصيد. |
| Konu bu değil. | Open Subtitles | هذا ليس بيت القصيد |
| Ve mesele bu da değil. | Open Subtitles | وهذا ليس بيت القصيد حتى |
| - Olay o değil. | Open Subtitles | هذا ليس بيت القصيد |
| Önemli olan kanser değil. | Open Subtitles | إن السرطان ليس بيت القصيد. |
| - Çok hafif ama Önemli olan bu değil. | Open Subtitles | -جداً، لكن هذا ليس بيت القصيد . |