| - Ben sadece... - Çünkü bu senin için hiç iyi değil. | Open Subtitles | ـ أنا فقط ـ لأنك تعلمين أن هذا ليس جيداً بالنسبة لك |
| İlgiyi üzerlerine çekmeye bayılıyorlar, ki bu hiç iyi değil, özellikle de geçen hafta sana oldukça yaklaşmalarından sonra. | Open Subtitles | حسنا إنهم يثيرون الانتباه الى انفسهم، وهذا ليس جيداً خاصة بعد المكالمة الاخيرة التي تلقيتها قبل اسبوع |
| Evet, bu iyi değil. Bu hiç iyi değil. | Open Subtitles | . أوه أجل ، هذا ليس جيداً ، ليس جيداً على الإطلاق |
| Zamanlama Pek iyi değil , hepsi bu. | Open Subtitles | انه الوقت, على الارجح ليس جيداً في إعطاء كل شيئ |
| Bu hiç iyi olmadı. Burada ne işim var? | Open Subtitles | هذا ليس جيداً ماذا أفعل هنا الليلة، أتعلم؟ |
| Aradığım için özür dilerim, doğru değil ama | Open Subtitles | متأسفة على الإتصال، أعرف بأنه ليس جيداً. |
| Herşey güzel gidecek söz veriyorum Senin kadar güzel değil ama gene de güzel. | Open Subtitles | أعدك أن كل شيء سيكون على مايرام ليس جيداً مثلك ولكن جيد |
| Bu hiç iyi değil. Onun, ölen kızın odasında olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | هذا ليس جيداً هذا يثبت وجوده بغرفة القتيلة |
| Yani, bu hiç iyi değil. Burası güvenli bir yer değil. Hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | أقصد أن هذا ليس جيداً إنه ليس مكاناً أمناً وأنا لا احب هذا |
| Bu hiç iyi değil. Uçakta uçuş deneyimi olan birileri var mı? | Open Subtitles | ليس جيداً, هل هناك من يعرف الطيران على متن الطائرة |
| Ron bu hiç iyi değil. Bir süpürgenin bu kadar akıllı olması için bir neden yok. | Open Subtitles | رون هذا ليس جيداً , ليس هناك سبب لتكون مكنسة بهذا الذكاء |
| Yine başımı ağrıtmaya başladın ve bu hiç iyi değil benim için. | Open Subtitles | إنك تجعلني أُصاب بالصداع مرة أخرى و أنت تعرف أن هذا ليس جيداً لي |
| Parmağımı kestim. Ejderler etraftayken, hiç iyi değil. | Open Subtitles | لقد جرحت نفسي وهذا ليس جيداً في منطقة التنين |
| Bu bakışı biliyorum. Durum hiç iyi değil, değil mi? | Open Subtitles | أنا اعلم هذا الوجه,إنه ليس جيداً أليس كذلك |
| Evet, Pek iyi değil. | Open Subtitles | اللعنة , ليس جيداً أنا مريضة جداً , أقصد |
| Pek iyi değil. Şimdiden on dakika gerideyiz. Haydi kımıldayın. | Open Subtitles | ليس جيداً نحن متأخرون عشر دقائق بالفعل، تحركوا |
| Bu hiç iyi olmadı. Hem de hiç iyi olmadı. | Open Subtitles | هذا ليس جيداً هذا ليس جيداً على كلّ |
| Tamam, bu doğru değil. | Open Subtitles | حسناً هذا ليس جيداً لماذا ليس جيداً ؟ |
| Hayır, hayır, hiç de güzel değil. | Open Subtitles | لا, لا, لا. هذا ليس جيداً لقد نفذت مني النقود. |
| İyi değil ama daha kötü de değil. | Open Subtitles | حسناً ، ليس جيداً ولكن ، ليس سيئاً أيضاً |
| Aşırı gururlu birinin apar topar buraya geri dönmesi onun için iyi olmaz! | Open Subtitles | ليس جيداً له التفكير بأنه يستطيع الحضور بدون ملاحظات ويكون كالديك في سيره |
| Onları eve kapatmak çok fazlaydı. Onlar için iyi değildi. | Open Subtitles | إنهم محبوسون تماماً في المنزل وهذا ليس جيداً من أجلهم |
| Ve hiç hoş değil... böyle kötü olmam. | Open Subtitles | وإن هذا ليس جيداً وهذا أشعرني بالأسى والبؤس |
| Doğru aynı şey değil ama bana neyin iyi olmadığını, neyin anormal olduğunu söylüyorsunuz. | Open Subtitles | أعرفأنهليسنفس الشيءلكن.. تدعين أنه ليس جيداً وليس مقبول ، ولا متعارف عليه |