| Bu hiç adil değil Earl. Köpekler genelde it gibi koşar. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً ايرل، فالكلب معتاد على التسابق على قوائمه الأربع |
| senin devam etmeni istemiyorum ve bu hiç adil değil. | Open Subtitles | أنا لا أريدك أن تمضي قدماً , وهذا ليس عادلاً |
| Tanrım, bu hiç adil değil. Lütfen bana bunu yapma. | Open Subtitles | .يا إلهي, هذا ليس عادلاً .رجاءاً, لا تفعل هذا بي |
| Hayır, asıl haksızlık olan benim sizlerle hiç kamp yapamamış olmam. | Open Subtitles | لا، إنّ ما ليس عادلاً هو عدم ذهابي معكم للتخييم إطلاقاً |
| - Bu haksızlık ama. - Hadi aradan, haksızlıkmış. Dosdoğru. | Open Subtitles | ـ هذا ليس عادلاً ـ تباً للعدل ، هذا صحيح |
| Seni yılda bir uyandırıp iğne batırıyoruz, bu hiç adil değil. | Open Subtitles | نوقظك مرة واحدة في العام ونغرز الإبر بجسدك ، هذا ليس عادلاً |
| Bu hiç adil değil. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً , فانت تعرفين أننى ارفع من المعنويات |
| Şimdi kurumasını bekleyelim. İşte böyle. Bu hiç adil değil. | Open Subtitles | ها هو , واو , هذا ليس عادلاً أنتَ تضاجع في الحمام |
| Onları öylece harcayamazsın. Bu hiç adil değil. | Open Subtitles | لا يمكنك أن ترميهم بهذا الشكل هذا ليس عادلاً |
| Bu hiç adil değil. Bazılarının çocuğu bile olmuyor. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً جدًا، بعض الناس لا يمكنهم إنجابّ أطفال حتى |
| Biliyorum hiç adil değil, ama bu çocuğu mahkemeye çıkarıp kaybetmek de adil değil. | Open Subtitles | ، أعلم أن هذا ليس عادلاً لكن ما ليس عادلاً أيضاً أن آخذ ذلك الرجل إلى المحكمة ونخسر |
| Bu işe seni karıştırdığım için üzgünüm. - Bu hiç adil değil. | Open Subtitles | آسفة لإلقاء الحمل عليك هذا ليس عادلاً |
| Bu hiç adil değil. On altı kilometre yürüdük, altı farklı aksanla konuştuk ve 58 kez Noel'in On iki Günü şarkısını söyledik. | Open Subtitles | ذلك ليس عادلاً عملنا أكثر منكم |
| - Hiç de bile, haksızlık ediyorsun ama. | Open Subtitles | بجعل كل شئ يدور حولك لم أفعل ذلك , ذلك ليس عادلاً |
| Hey, bu haksızlık! Ben de karnavalcı olmak istiyorum! | Open Subtitles | مهلاً، هذا ليس عادلاً أريد أن أكون عامل كرنفال أيضاً |
| Bu haksızlık. -Bu aralar çok iyi erkeklere rastladım. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً, لقد التقيت بالكثير من الرجال اللطفاء مؤخراً |
| Bu haksızlık, baba. Yan odadaydım. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً أبي لقد ذهبت للغرفة المجاورة |
| Bu sana haksızlık. Ama sen çok tecrübelisin. | Open Subtitles | هذا كان ليس عادلاً بالنسبة إليك و لكنك كنت صبوراً |
| haksızlık bu ama. Erkekler sürekli seks hikâyelerinden bahsediyor ve benimkiler hepsinden iyi. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً ، أن الرفاق يخبرون قصص جنسية وأنا يمكني أن أتفوق عليهم جميعاً |
| Bu adil değil,sizi dinledim ama kurallarda bazı incelikler var ve ben anlamakta zorluk çektim | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً, لقد سمعت كل شيء قلتيه هناك بعض القاعدات في العمل لم تكن سهلة الفهم |
| İkazda bulunmalarına rağmen, bence bu adil değildi. | Open Subtitles | لازلتُ أظن أن ذلك ليس عادلاً على الرغم من إعطائهم لتحذير لي |
| Bu, bu hiç adil olmaz, ne senin için ne benim için. | Open Subtitles | إنّه ليس عادلاً لك أو لي. |
| Onu tahta biz oturttuk! Bunun adil olmadığını görmüyor musunuz? | Open Subtitles | لقد قُمنا بِوضعه على الكُرسي الملكي , الا ترون جميعاً بِأن هذا الأمر ليس عادلاً |