Bana vediğin bu fırsatı takdir etmememden değil, çünkü ediyorum. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أقدر الفرص التي تأتي إليّ، فأنا أقدرها |
Yapamam Ama ben istemiyorum çünkü çok l gelecekte çok fazla değiştiriliyor olmadan söyleyebilirim sadece var değil mi ki bütün noktası? | Open Subtitles | لا أستطيع . لكن ليس لأنني لا أريد هناك الكثير مما سأقوله الذي سيغير المستقبل كثيراً |
Ve tedaviyi bıraktığımızda, ama ben istediğim için değil, doktor öyle dediği için. | Open Subtitles | و حينما أوقفنا العلاجات و ليس لأنني لا أرغب بل لأن الطبيب أخبرنا بذلك |
Senin için çalışmayı sevmediğimden değil, zorunda olduğum için bunu yapıyorum. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أحب العمل معكي. لأنني أحب ذلك أنا أقصد، أنت مرحة، و دائما بمزاج جيد 214 00: |
Oraya varamayacağımdan değil fakat varmak istediğimden emin değilim. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أريد ذلك ولكنني فقط لست متأكد بانني اريد ان اكون هو |
Size güvenmediğimden değil tabii ama bunun hiçbir yerde duyulmasını göze alamam. | Open Subtitles | ليس لأنني لا اثق بكم ولكني لا أستطيع تحمل معرفة الصحف بها الآن |
Onlara g�venmediğim için değil, sadece hiçbir bit yeniği olmasın diye yapıyordum anlarsınız ya. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أثق برجالي ولكن لأنني لا اريد ترك أي منافذ فقط في حالة أي منهم لدية فكرة ، تعلم؟ |
- Bu konuyu konuşmak istemediğimden değil ama burada olmaz. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أريد أن أناقشة -لكن ليس هنا -بالتأكيد |
Ancak nedeni sahip olmadığımdan değil, nedeni sadece hayal kırıklığına uğratılmaya çok alıştığımdan. | Open Subtitles | لكن ذلك ليس لأنني لا أمتلكها إنه فقط لأنني إعتدت على أن يخيب أملي |
Küçük sohbetlerimizi sevmediğimden değil sadece onları sevmiyorum. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أحب محادثتناالصغيرةولكن.. أنا لا أحبهم. |
Bunu duyduğuma gururlanmadım değil ama bunları telefonda da söyleyebilirdin. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أقدّر التمجيد ولكن كان بوسعك الاتصال بي واخباري هاتفيًا |
Uzun süre uzak durdum ama bu seni sevmediğimden değil sevgi bu demek olduğu için. | Open Subtitles | كنت بعيداً منذ فترة طويلة ليس لأنني لا أحبكِ لكن هذا مايعنيه الحب |
Ben... bunu hiç düşünmemiştim. Mmm. Karavanı sevmediğimden değil. | Open Subtitles | لم أفكر كثيرًا بهذا. ليس لأنني لا أحب المقطورة |
Yapmak istediğimden değil yapmaya ihtiyacım olduğundandı. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أرغب بفعلها، ولكنني إحتجت إليها بشدة. |
Olur da bu akşam senden bir şey istersem seni dinlemediğim için değil, önemli olduğu içindir. | Open Subtitles | لذا، إذا طلبت منك أن تفعل شيئا كهذه الليلة ليس لأنني لا أستمع ذلك لأنه مهما |
Hayır, Bay Heathcliff'i sevmediğim için değil. | Open Subtitles | لا لا ,ليس لأنني لا أحب السيد هيثكلف |
Şey, patlamış mısır ve filmleri sevmediğimden değil... | Open Subtitles | ليس لأنني لا أحب الأفلام والفشار |
Seni seksi bulmadığımdan değil, seksisin. | Open Subtitles | وهذا ليس لأنني لا أظن أنك جذابة, بلى |
Bu da hakkınızda olumsuz düşündüğümden değil size ciddi oranda saygım var ama böyle alışılmadık bir düzen işimi tehlikeye atabilir. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أقدّرك، وأحترمك جداً، ولكن... إنّ أمر غير تقليدي كهذا |
Sana güvenmediğimden değil ama malın iyi olduğundan emin olmanın tek yolu eğer... Ufak bir tadım. | Open Subtitles | ليس لأنني لا أثق بك لكن الطريقة الوحيدة ...لأعرف أنّه لم يضف له شيء هو إن |