"ليس لأني" - Translation from Arabic to Turkish

    • için değil
        
    • olduğumdan değil
        
    Açık olduğu için değil, farkında ve güçlü görünmek için. Open Subtitles ليس لأني أرفضها , و لكن أريد أن أظهر مظهر الفاهم و القوي
    Evet, alabilirsiniz ama sadece satıcı olduğum için, zenci olduğum için değil. Open Subtitles أجل, بإمكانك ذلك و لكن فقط بسبب أني مروج و ليس لأني أسود
    Seni sevdiğim için değil, senden başka kimseyi sevemeyeceğim için. Open Subtitles لأنه ليس لأني أحبك بل لأني أحبكِ أنتي فقط
    Bu, patronun torunu olduğum için değil Müdür Park, sizden daha yetenekli olduğum için. Open Subtitles إنه ليس لأني حفيد الرئيس بل لأني موهوب أكثر منك
    Sendeki gibi bir yeteneğe sahip olduğumdan değil ama biri yetenekliyse görmeyi bilirim. Open Subtitles ليس لأني متأكد من إمتلاكي موهبة لكني أشعر بها
    Çok hırslı olduğumdan değil. Open Subtitles ليس لأني طموح جدا إنها مجرد طريقة لقتل الوقت...
    Gerçeği söylemekten çekindiğim için değil ama sana özellikle karım ve çocuklarımı bu görüşmenin dışında tutacağımı söylemiştim. Open Subtitles ليس لأني أخشى قول الحقيقة بل لأني أطلب بالتحديد أن تترك زوجتي وأطفالي خارج هذا النقاش
    Beni Bill'in çırağı olduğum için değil doktorluğum için takdir edecek harika bir hastanede çalışacağım. Open Subtitles سوف ينتهي بي المطاف في مستشفي عظيمة تقدرني ‎على كوني طبيباً ليس لأني تابع لـ بيل
    Kör olduğum için değil de, işe yaramadığı için mi? Open Subtitles بأن السبب ليس لأني أصبحت عمياء ذلك ليس السبب بأن الأمور لم تجري على مايرام
    Hayır, yaşlı olduğunu düşündüğüm için değil, gerçekten yaşlı olduğun için. Open Subtitles لا,ليس لأني أعتقد أنك عجوز هذا لأنك عجوز جدا
    Üzgün olduğum için değil, fakat çok doluyum, Sanırım, kendimi öldürebilirdim, fakat anne-babam devam etmemi sağladı, ve doktorlar da öyle, ve ameliyatı oldum. TED ليس لأني حزين جداً، لكن لدي مشاعر قوية، أعتقد، إنها لأني كان من الممكن أن أقتل نفسي، لكن والِدَيَّ ساعداني على المضي قدماً، و كذلك أطبائي، و ثم خضعت للعملية.
    İstisna benim, ama Baakir'den daha marifetli olduğum için ya da annem Jobana, Sintia ya da Bertha'nın annesinden daha çok çalıştığı için ya da Theresa'dan daha çok önemsediği için değil. TED أنا الاستثناء، ليس لأني موهوبة أكثر من باكير أو أُمي عملت بجهد أكثر من جوبانا وسينثيا أو بيرتا، أو اهتمّت أكثر من تيريزا.
    Seni affettiğim için değil, çünkü etmedim. Open Subtitles ليس لأني سامحتك، لأني لم أسامحك
    Sadece tatlıyı yapmadığım için değil. Open Subtitles وهذا ليس لأني لم أُعد الحلوى بعد
    Lily Anne hakkında endişelendiğim için değil seni özlediğim için. Open Subtitles ليس لأني كنت قلقة بشأن(ليلي آن)المجنونة لكن لأني أشتقت لك
    Doğru erkeği bulamadığım için değil. Open Subtitles هذا ليس لأني لم أعثر على الفتى الصائب
    Umutsuz olduğum için değil, çıldırdığım için. Open Subtitles ليس لأني في يأس بل لأنني مجنون
    Seni özlediğim için değil, ama... Open Subtitles ليس لأني افتقدتك ولكنلأني..
    Cimri olduğumdan değil. Prensip meselesi diyelim. Open Subtitles ليس لأني أنا رخيص انها مسألة مبادئ
    Bu işi almanı istemedim, ırkçı olduğumdan değil, bu işi için yeterli olduğunu düşünmediğimden. Open Subtitles - أنا لم أريدك أن تحصل على هذه الوظيفة ليس لأني عنصري، بل لأعتقادي أنك لست أهلاً بها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more