| Şunlara gitmelerini söyle. Satacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | سليهم الرحيل، ليس لدينا شيئاً للبيع |
| Yaptıklarımızı iyi bir sebepten ötürü yaptığımız sürece endişe edecek bir şeyimiz yok demektir. | Open Subtitles | عندما نفعل ما نفعله لأسباب جيدة... حينها ليس لدينا شيئاً لنقلق حياله |
| Para yerini bulana kadar tartışacak bir şeyimiz yok artık. Şimdi Lugo'ya ver telefonu! | Open Subtitles | ليس لدينا شيئاً للنقاش حوله حتى يتم تحويل النقود، والاَن، ضع (لوجو) على الهاتف |
| O zaman konuşacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | -فإذاً ليس لدينا شيئاً للحديث حوله |
| Saklayacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا شيئاً لإخباءه. |