| İyi deneme, hayır. İtiraf edecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | محاولة جيدة ليس لدي شيءٌ أعترف بشأنه |
| Sana verecek daha iyi bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيءٌ أفضل كي أعطيك إيّاه |
| Yarın Kanada'ya taşınmak dışında yapacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيءٌ لأفعله غدًا عدا الإنتقال لـ(كندا). |
| Sana hiçbir şey vermedim ve şimdi sana verecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لم أعطكِ شيئاً قط والآن ليس لدي شيءٌ أعطيه إيّاك |
| Saklayacak hiçbir şeyim yok yani. | Open Subtitles | ليس لدي شيءٌ لأخفيه |
| Tanrım. Söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | يا إلهي, ليس لدي شيءٌ لأقوله. |