"ليس لفترة طويلة" - Translation from Arabic to Turkish

• Uzun sürmez
• Uzun süreliğine değil
• Uzun süre değil
• uzun değil
• uzun sürmeyecek
• süre için

Karın her seçim konuşmanda, her destek etkinliğinde zil zurna sarhoş ortaya çıkmaya devam ederse Uzun sürmez.
ليس لفترة طويلة ما دامت زوجتك تلك تظهر في كل خطاب انتخابي في كل حفل لجمع التبرعات و هي سَكِره.

Çok Uzun sürmez. Bu delikten bir haftaya çıkacağım.
ليس لفترة طويلة سأخرج من هذه الهراء بعد أسبوع

Dalek kalkanlarını engelleyebilirim ama çok Uzun sürmez, tamam.
يمكنني تعطيل درع الدالكس ولكن ليس لفترة طويلة

Ama Uzun süreliğine değil.
ولكن ليس لفترة طويلة.

Evet ama... Uzun süreliğine değil.
أجل، ولكن ليس لفترة طويلة.

Uzun süre değil. Eğer benim yolumla olmazsa.
ليس لفترة طويلة وليس إذا كانت هناك طريقة

Bazıları kadar uzun değil ama bir şeyler gördüm.
ليس لفترة طويلة كالآخرين، ولكنني رأيت أموراً.

Öyle sanıyor ama uzun sürmeyecek.
انه فعلا يفعل ذلك ، ولكن ليس لفترة طويلة

Ama çok Uzun sürmez. Geri döneceklerdir.
ولكن ليس لفترة طويلة فسيأتون لهنا قريباً

Belki başta öyle olacak ama fazla Uzun sürmez.
ربّما في البداية، ولكن ليس لفترة طويلة جداً.

Sanırım onları ektik ama Uzun sürmez.
أعتقد أننا خسرنا منهم ولكن ليس لفترة طويلة.

Şu anda boş, ama Uzun sürmez.
البنك فارغ.. لكن ليس لفترة طويلة.

Ama Uzun sürmez, kaçıyorlar.
لكن ليس لفترة طويلة ، سيستطيعون الهرب

Ara sıra havlıyorlardı ama hiç Uzun sürmez.
و ينبحن أحيانا لكن ليس لفترة طويلة

Çok Uzun süreliğine değil. Uther seni kazıkta yakacak.
ليس لفترة طويلة,سيقوم(أوثر)بحرقك على وتد

Çok Uzun süreliğine değil.
. ليس لفترة طويلة

Uzun süreliğine değil.
ليس لفترة طويلة.

Sonra da ona dedim ki, "Uzun süre değil," ve sonra çakıştık.
ومن ثم قلت لها "ليس لفترة طويلة", ثم التصقنا ببعض

Fazla Uzun süre değil.
ليس لفترة طويلة الآن

Çok uzun değil.
منذ متى وهي ميته ؟ ليس لفترة طويلة

Bu suçlama süreci düşündüğüm gibi devam ederse, o da çok uzun sürmeyecek.
وإذا كانت دعوى الاتهام ستستمر أعتقد أنها سوف تكون ليس لفترة طويلة

Babamdan ve servetinden şimdi kaçarsam, babanın uzun bir süre için kaçabileceğimiz bir serveti olmayacak.
إذا هربنا من أبي وثروته الآن فلن تكون هُناك ثروة لأبيكِ لنا لكي نهرب إليها ليس لفترة طويلة