"ليس لها علاقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • hiçbir ilgisi yok
        
    • alakası yok
        
    • bir ilgisi yok
        
    • alakasız
        
    • ilgisi olmadığı bir
        
    İki Mimoza içtim ama olanlarla hiçbir ilgisi yok. Open Subtitles لقد أخذت جرعتين لكن ليس لها علاقة بما حدث
    Cinayetinizin bizimle hiçbir ilgisi yok. Open Subtitles جريمة القتل الخاصّة بكم ليس لها علاقة بنا.
    Onların bakış açısına göre, bu seçimlerin sağlık ile hiçbir alakası yok; sadece sevdikleri için seçiyoralr. TED ومن وجهة نظرهم، أن هذه الاختيارات ليس لها علاقة بالصحة. هم فقط يُعجبهم ما يُعجبهم.
    Bunun elimizdeki dava ile hiç bir alakası yok. Open Subtitles و التي ليس لها علاقة بالقضية التي بين أيدينا
    Bunu kendi başıma yaptım. Mayfair'in bununla bir ilgisi yok. Open Subtitles فعلت ذلك من تلقاء نفسي ، ليس لها علاقة بالأمر
    Kaçınız bir reklamda kadın göğsünün hiç alakasız bir ürünü satmak için kullanıldığını gördünüz? TED كم منكم شاهد إعلاناً حيث يُستخدم ثدي المرأة لبيع بضاعة ليس لها علاقة بذلك؟
    Tamamen şaka gibi ve şarkınızla hiçbir ilgisi yok mu? Open Subtitles مزحة تماماً والتي ليس لها علاقة مع أغنيتك
    Temsil ettiğin kabilenin benim ailemle hiçbir ilgisi yok. Open Subtitles القبيلة التي تمثلها ليس لها علاقة بعائلتي
    Yaptığı ayinin dinle hiçbir ilgisi yok. Open Subtitles لكنه يخيفني. ان الطقوس التي يقوم بها ليس لها علاقة بالدين الصحيح.
    Ablamın durumunun sizin tüyler ürpertici hayallerinizle hiçbir ilgisi yok. Open Subtitles حالة أختي ليس لها علاقة بتهيئاتك المرّوعه
    Yaptığımız anlaşmanın onunla hiçbir ilgisi yok. Open Subtitles أياً كانت الصفقة التي عقدناها ليس لها علاقة بها
    -Bu fikrin hoppa kızlarla hiç alakası yok, Michael. Open Subtitles هذه الأفكار ليس لها علاقة بالخمارة يا مايكل
    -Bu fikrin hoppa kızlarla hiç alakası yok, Michael. Open Subtitles هذه الأفكار ليس لها علاقة بالخمارة يا مايكل
    Gerçeklerin konuyla alakası yok. Bu işi hep yapıyorum. Open Subtitles أنا محامي و الحقيقة ليس لها علاقة انظر , أنا افعل هذا طوال الوقت
    Bunun hormonlarla bir alakası yok. Hiç eve geldiği yok. Open Subtitles طاقتك ذهبت بأعمال البيت - ليس لها علاقة بالإجهاد -
    Dahilikle bir ilgisi yok. Sadece işimin ustasıyım. Open Subtitles العبقرية ليس لها علاقة بهذا أنا بارعة فيما أفعل وحسب
    -Sen aklını kaçırmışsın. -İstediğini biliyorsun. -Durumumuzun onunla bir ilgisi yok. Open Subtitles تعرف بأنّك تريده حالتنا ليس لها علاقة به
    Ayrıca ayakta bile zor durabiliyor olmanın bununla bir ilgisi yok mu? Open Subtitles و حقيقة وقوفك بصعوبة ليس لها علاقة بالأمر؟
    Bunların alakasız olduğuna karar verir ve jürilerin dinlemesine izin vermez. Open Subtitles يمكنهُ أن يقرر بأن تلك الأشرطة ليس لها علاقة ولايجعل هيئة المحلّفين يسمعونها.
    Aslında gazlı içeceklerin obeziteyle alakasız olduğunu iddia eden yeni bir analiz gördüm. Open Subtitles في الواقع،رأيت للتو بحث تحليلي جديد يقول أن المشروبات الغازية ليس لها علاقة بالبدانة
    Hiç bir ilgisi olmadığı bir suç yüzünden sahte bir şekilde suçlandı. Open Subtitles لقد تمّ إتهامها زوراً بجريمة ليس لها علاقة بها بتاتاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more