| Şey bu şaşırtıcı değil , ancak biz onları ayrıca dürüstlük, zeka, cana yakınlık, şiddete meyil açısından da yargılamalarını istedik. | TED | حسناً هذا ليس مفاجئا ، ولكننا طلبنا منهم الحكم على المرضى على الصدق ، الذكاء، الود ، العنف. |
| Bu çok kötü, yine de fazla şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | حسنا ، أمر سئ للغاية و لكنه ليس مفاجئا |
| R.S. : Belki de Ivan’ın Joshua’nın sandviçini aldığı için kötü olduğunu düşünmesi şaşırtıcı değil. Çünkü Ivan’ın Joshua’nın sandviçini alma nedenini kendi kirli sandviçini yemek istememe sanıyor. | TED | آر . إس . : لذا ربّما ليس مفاجئا أنه يعتقد أن إفان دنئ لأخذ ساندوتش جاشوا . بما أنه يعتقد أنّ إيفان قد أخذ ساندوتش جاشوا لتجنّب أكل ساندوتشه المتسخ الخاصّ به . |
| Olaylara bakış açımız farklı ve hiç de süpriz değil. | Open Subtitles | نحن لدينا رؤية مختلفة تماما لحقيقة ما حدث وهذا ليس مفاجئا |
| Olaylara bakış açımız farklı ve hiç de süpriz değil. | Open Subtitles | نحن لدينا رؤية مختلفة تماما لحقيقة ما حدث وهذا ليس مفاجئا |
| Ve Richard'ı seçmesi süpriz değil. | Open Subtitles | (و ليس مفاجئا أن تذهب الي (ريتشارد |
| Bunları yazması çok şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | ليس مفاجئا أن يكتب عنه أيضا |
| - Bu pek şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | هذا ليس مفاجئا كثيرا. |
| Hayır, hiç şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | لا , و هذا ليس مفاجئا. |
| - Bu o kadar şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | - هذا ليس مفاجئا جدا |