| Bu akşam da düşmezse, lastiğini indirin. Başka yolu yok. | Open Subtitles | لو أنه لم يهبط الليلة ، فعليك أن تفسد إطاره ، ليس هناك طريق آخر |
| Başka yolu yok. O odayı kontrol etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | ليس هناك طريق آخر نحتاج السيطرةَ على تلك الغرفة |
| Bunun Başka yolu yok. | Open Subtitles | ليس هناك طريق آخر. |
| Ama dürüst olmak gerekirse bu konuda başka bir yol yok. | TED | لكن، بكل صراحة، في هذه القضية، ليس هناك طريق آخر. |
| Büyük ihtimalle, içeri giren ve dışarı çıkan başka bir yol yok. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس هناك طريق آخر للدخول أو للخروج |
| Arkadaşların için başka bir yol yok. | Open Subtitles | ليس هناك طريق آخر لتحرير اصدقائك |
| Albay O'Neill, kaçış kapağına ulaşabilmek için bir yol var mı? | Open Subtitles | - عقيد اوونيل ليس هناك طريق آخر -تستطيع عمل فتحة خروج |
| Korkarım Başka yolu yok. | Open Subtitles | انا خائف ليس هناك طريق آخر |
| Başka yolu yok. | Open Subtitles | ليس هناك طريق آخر. |
| O halde Başka yolu yok. | Open Subtitles | اذا ليس هناك طريق آخر |
| Başka yolu yok, geri zekâlı! | Open Subtitles | ليس هناك طريق آخر , swabbo. |
| Bunu yapacak başka bir yol yok. | Open Subtitles | ليس هناك طريق آخر ليعمل هذا. |
| başka bir yol yok! | Open Subtitles | ليس هناك طريق آخر |
| - başka bir yol yok. | Open Subtitles | - ليس هناك طريق آخر - |
| Başka bir yol var mı ki? | Open Subtitles | لكن ليس هناك طريق آخر بالتأكيد |