"ليس هناك عيب" - Translation from Arabic to Turkish

    • sorun yok
        
    • kötü bir şey yok
        
    • utanılacak bir şey yoktur
        
    • utanılacak bir tarafı yok
        
    • yanlış yok
        
    • yanlış bir tarafı yok
        
    • utanılacak bir şey yok
        
    • utanılacak bir yanı yok
        
    • utanılacak bir şey değil
        
    Önlem almakta hiçbir sorun yok tatlım. -Güvenlik seksidir. Open Subtitles ليس هناك عيب في كون المرء حذرًا يا حلوتي، فالوقاية مثيره
    Temkinli olmakta hiçbir sorun yok, tatlım. Güvenlik seksidir. Open Subtitles ليس هناك عيب في كون المرء حذرًا يا حلوتي، فالوقاية مثيره
    İşini yapan birinin zevk almasında kötü bir şey yok. Open Subtitles ليس هناك عيب فى رجل سيتمتع بعمله
    Sağ kalmakta utanılacak bir şey yoktur. Open Subtitles ليس هناك عيب في انك لازلت على قيد الحياة
    Evlât önümde diz çökmenin utanılacak bir tarafı yok. Open Subtitles يا فتى ليس هناك عيب في الركوع أمامي
    Karına karşı korumacı davranmakta bir yanlış yok. Open Subtitles ليس هناك عيب في كونك وقائيًا لزوجتك.
    Zeki olmanın yanlış bir tarafı yok. Open Subtitles ليس هناك عيب بكونك ذكياً
    Adamım, evdeki ikinci zeki insan olmada utanılacak bir şey yok. Open Subtitles اسمع يا رجل ، ليس هناك عيب لتكون ثان أذكي شخص في الشقة
    Yapma ama meraklı olmanın utanılacak bir yanı yok. Open Subtitles هيا ليس هناك عيب في ان تكوني فضوليه
    İnsanın yalnız bir uzmanlığı olması da utanılacak bir şey değil tabii. Open Subtitles حسنا، ليس هناك عيب في أخذ بعض الحرية
    Harika bir keşifte bulundum-- bu çocuklarda, sevgi ve güneş ışığı ve yemek ve coşku ve Herbie'nin müziğinin tedavi edemeyeceği bir sorun yok. TED لقد حققنا اكتشافا مذهلا -- ليس هناك عيب في الاطفال لايمكن للمحبة وضوء الشمس والطعام والحماس وموسيقى هيربي ان تشفيه.
    Bende bir sorun yok. Sorun onda. Open Subtitles ليس هناك عيب فيّ العيب فيها
    Bunda bir sorun yok. Bana baksana. Open Subtitles ليس هناك عيب في ذلك
    İşini yapan birinin zevk almasında kötü bir şey yok. Open Subtitles ليس هناك عيب فى رجل سيتمتع بعمله
    Sağ kalmakta utanılacak bir şey yoktur. Open Subtitles ليس هناك عيب في قيد الحياة.
    İncinebilir olmanın utanılacak bir tarafı yok. Open Subtitles لا ، ليس هناك عيب في كونك مكشوفة
    Kırılmış bir adam olmanın utanılacak bir tarafı yok. Open Subtitles ليس هناك عيب في كونك رجل مفطور
    - Sistemimde bir yanlış yok. Open Subtitles ليس هناك عيب في تنظيمي
    Bak, bunun yanlış bir tarafı yok. Open Subtitles اسمع، ليس هناك عيب في ذلك.
    Gitmen gerekiyorsa gidebilirsin, utanılacak bir şey yok. Open Subtitles إذا كنت بحاجة إلى ترك ، الرقيب ، ليس هناك عيب في ذلك.
    Saklamaya çalıştı ama ona da söyledim, Sam'e de üzgün hissetmenin utanılacak bir yanı yok. Open Subtitles لقد حاول إخفاء الأمر لكنني أخبرته و أخبرتُ (سام) بأنه ليس هناك عيب بالشعور بالحزن
    Beni öldürmeye geldiğini biliyorum Aramis. Yenilmek utanılacak bir şey değil. Open Subtitles أعلم بأنك جئت لتدمرني، "آراميس" ليس هناك عيب في الهزيمة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more