| Yani, pek çok şey olarak çağrıldım ama "sıkıcı" onlardan biri değil. | Open Subtitles | أعني، تم تسميتي العديد من الأشياء لكن الملل ليس واحداً منهم .. |
| Uzun zamandır yoldaymış gibi. onlardan biri değil. | Open Subtitles | يبدو أنه كان يقود لفترة طويلة، إنه ليس واحداً منهم |
| Peder Richard Moore onlardan biri değil. | Open Subtitles | الأب ريتشارد مور ليس واحداً منهم |
| Ama bu kesinlikle onlardan biri değil. | Open Subtitles | سأخبرك يا رجل هذا ليس واحداً منهم |
| Ama sonra anladım ki, Charles Meade bir çok şey olabilir, ...ama zeki olmak bunlardan biri değil. | Open Subtitles | لكن عندها ادركت ان تشارليز مايد" هو عدة اشياء" الذكاء ليس واحداً منهم |
| Dünyayı kurtarmak onlardan biri değil. | Open Subtitles | انقاذ العالم ليس واحداً منهم |
| onlardan biri değil. | Open Subtitles | ليس واحداً منهم. |
| Carl Porter onlardan biri değil. | Open Subtitles | وكارل بورتر ليس واحداً منهم |
| Bilmiyorum, sokakta ciğeri beş para etmez bir sürü çocuk var, Kyle da onlardan biri değil. | Open Subtitles | لا أدري، كل ما في الأمر أن هناك العديد... من الرجال الحمقى هناك و(كايل) ليس واحداً منهم |
| Ve o da onlardan biri değil. | Open Subtitles | -وهو ليس واحداً منهم |
| Hasan onlardan biri değil. | Open Subtitles | (حسان) ليس واحداً منهم |
| Joey ise onlardan biri değil. | Open Subtitles | -و(جوي)، ليس واحداً منهم |
| Kit onlardan biri değil. | Open Subtitles | و (كيت) ليس واحداً منهم |