| bana nefret ettiğini söyledikten bir hafta sonra beli yine kötüledi. | Open Subtitles | لقد اخبرني بانه يكرهها, وبعد أسبوع قال لي بأنه رجع لها |
| Benimle son kez konuşmasını hatırlıyorum bana şerefsiz dedi o yüzden... | Open Subtitles | أذكر آخر مرة تحدثت لي أسمته لي بأنه غير شرعي حتى |
| Ve bana, Gana'da yeterince yiyecek yemekleri olduğunu, ABD'ye isteyerek geldiklerine dair güvence ettiler. | TED | وأكدوا لي بأنه كان لديهم ما يكفي من الطعام في غانا وجاؤوا إلى الولايات المتحدة بملء إرادتهم. |
| bana burayı kiralıyor ve bu gece gerçekten geç saatlere kadar dışarıda olacağını söylemişti. | Open Subtitles | إنه يؤجِّر علي هذا المكان وقد قال لي بأنه سوف يكون بالخارج لوقت متأخر الليلة |
| Eve en son geldiğinde dava açacak kadar yaklaştığını söylemişti. | Open Subtitles | آخر مرة كان في المنزل ذكر لي بأنه كان يقترب من إدانات |
| Maden işini bırakacağını söylemişti. | Open Subtitles | قال لي بأنه سيترك صناعة استخراج المعادن خلفه |
| Öğretmenlerim bana ciddiye alıp, birinden birine odaklanmam gerektiğini söylediler. | TED | أساتذتي قالوا لي بأنه يجب علي أن أصبح جاداً والتركيز على واحدة أو الأخرى. |
| Hayatının sonunu belirleyen acımasız davranışı, bana onun tanıdığım kişiden tamamen farklı biri olduğunu gösterdi. | TED | السلوك الوحشي الذي حدّد نهاية حياة ابني أظهر لي بأنه كان مختلفًا تمامًا عن الشخص الذي أعرفه. |
| İnanın bana, insanlar bu yarışa girmememi söyleyip durdu. | TED | وصدقوني، حاول الناس أن يقولوا لي بأنه لا يتعينُ علي الترشح. |
| Bir gün telefonda bana, parkta dua eden bir Müslüman gördüğünü ve tüm yapmak istediğinin onu yüzünden tekmelemek olduğunu söyledi. | TED | وذات يوم على الهاتف، قال لي بأنه رأى رجلًا مسلمًا في الحديقة يصلي، وكل ما أراد القيام به كان ركله في وجهه. |
| Ama bana bir çıkmaza girdiğini ve aradığı çekiciliği, konferansın adını yaşatan yıldız gücünü bulmakta zorlandığını açıkladı. | TED | لكنه أوضح لي بأنه في مأزق، و أنه كان يواجه صعوبة في ايجاد الجاذبية و النجومية التي يعرف بها المؤتمر. |
| bana, diğer araştırma merkezleriyle işbirliği yapmanın daha fazla özgürlük getireceği söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل لي بأنه سيكون هنالك حرية أكبر للتعاون مع مراكز أبحاث أخرى |
| Bir keresinde, bana saatini gösterdi ve... o dakika yüzünden beni sonsuza dek hatırlayacağını söyledi. | Open Subtitles | بأحد الأيام، أشار رجل لساعته وقال لي بأنه سيتذكرني للأبد بسبب تلك الدقيقة |
| - bana burada çalıştığını söylediler. | Open Subtitles | ماذا يعمل هو؟ لقد قالوا لي بأنه يعمل هنا فقط |
| Geçenlerde biri içimden geldiği gibi yapmamı söylemişti. | Open Subtitles | شخص ما قابلته قال لي بأنه يجب أن أكون محددا |
| Sağlam bir güvenlik görevlisi aradığını söylemişti. | Open Subtitles | قال لي بأنه كان يبحث عن حارس شخصي ذو مهارات |
| Çünkü herif bana son değişikler sonunda sorun olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | لأن الملعون قال لي بأنه راضٍ عن اخر النتائج التي توصلنا لها |
| Ama o ellerimi iyileştirebileceğini söylemişti | Open Subtitles | لكنه قال لي بأنه يمكنك اصلاح يدي |
| bana şeytanın onunla konuştuğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال لي بأنه يسمع الشيطان يكلمه |
| Ev üzerinde çalışmayı sevdiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال لي بأنه كان بعشق العمل هناك |