George, sen benim dünyadaki en iyi arkadaşımsın! | Open Subtitles | انها كبيرة. جورج، أنت أفضل صديق لي في العالم |
Leonard benim dünyadaki en iyi arkadaşım. Eminim ki Leonard bilmiyordu. | Open Subtitles | لينورد أفضل صديق لي في العالم من المؤكد أنه لم يكن يعلم |
Bunu dünyadaki en iyi arkadaşımdan duymak... | Open Subtitles | وأسمعها من أعزّ صديق لي في العالم بأسره، |
Benim için dünyadaki en önemli insan sensin. | Open Subtitles | أنت أهم شخص بالنسبة لي في العالم |
Bir tanem, sen benim için dünyadaki en önemli şeysin. | Open Subtitles | عزيزتي أنت أهم شيء بالنسبة لي في العالم |
...benim için dünyadaki en önemli kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ أهم شخص لي في العالم بأجمعه. |
dünyadaki en değerli varlığım o benim. | Open Subtitles | إنها أكثر شيء ذي أهمية بالنسبة لي في العالم |
Sonra masamı soyup soğana çevirdi, 50 bini aldı ve ortada bir sebep yokken kafayı yedi ve belki de dünyadaki en iyi 2 arkadaşımı vurdu. | Open Subtitles | ثم فتح مكتبي واخذ ال50 ألف بدون سبب لقد جُن واطلق النار ربما على اعز صديقين لي في العالم كله |
dünyadaki en iyi arkadaşımdı. | Open Subtitles | وكانت أفضل صديق لي في العالم كله. |
- Evet, dünyadaki en tuttuğum yer. | Open Subtitles | ـ أجل ، انه أفضل مكان لي في العالم. |
Sen dünyadaki en iyi arkadaşımsın. | Open Subtitles | أنت أفضل صديق لي في العالم أجمع |
Sen dünyadaki en iyi arkadaşımsın. | Open Subtitles | أنت أفضل صديق لي في العالم كله |
Fakat dünyadaki en iyi arkadaşımı öldürmek için Ohai ye gitmem lazım. | Open Subtitles | لَكنّي بحاجة للذهاب إلـى "أوهاي" لأقتل أقرب صديق لي في العالم |
Benim için dünyadaki en önemli kişi sensin. | Open Subtitles | أنت أكثر شخص أهمية لي في العالم |
Benim için dünyadaki en önemli kişi sensin. | Open Subtitles | أنت أكثر شخص أهمية لي في العالم |
Benim için dünyadaki, en önemli şeysin. | Open Subtitles | أنتِ أهمُ شيئٍ لي في العالم |