| Eğer soygunlardan bahsediyorsan ona bir şey anlatmaya hiç niyetim yok. | Open Subtitles | إذا تعني حول السرقات أنا ليس لي نية إخبارها أي شئ |
| O bölgeye el attıklarında etrafta olmaya hiç niyetim yok. | Open Subtitles | ليس لي نية لأن أكون مع حولي أي ذهبوا وأين يذهبون |
| Söyle o piskoposa zırhlı aracın içinde zıplaya zıplaya gitmeye hiç niyetim yok. | Open Subtitles | أخبر الأسقف... أنه ليست لي نية بأن أثرثر بتلك السيارة المدرعة |
| Ona söyle Ted'e desin ki bugün onunla konuşmaya hiç niyetim yok. | Open Subtitles | أخبريها أن تخبر (تيد) أن ليس لي نية بالتحدث إليه اليوم. |
| Kıza, bugün Ted'le konuşmaya hiç niyetim olmadığını ilet. | Open Subtitles | أخبريها أن تخبر (تيد) أن ليس لي نية بالتحدث إليه اليوم. |