"لَكنَّها" - Translation from Arabic to Turkish

• Ama o
• Fakat
• - Ama
• Ama bu

Şok geçirmiş, Ama o iyi ve güçlü bir kız, çok iyi yemek pişirir ve dikiş de diker.
مصدومة لَكنَّها بنت قوية جيدة، تَطْبخًُ و تُخيّطَ أيضاً.

Ama o Paris'te çalışmak istedi, bense burada kalmak.
لَكنَّها أرادتْ العَمَل في باريس وأنا أردتُ البَقاء هنا.

Ama o seninle çıkamıyor çünkü kızkardeşi... manyağın biri olduğu için.
لَكنَّها لا تَستطيعُ الخُرُوج معك لأن أختَها هذه الحالةِ المجنونةِ، ولا أحد سَيَخْرجُ معها، صحيح؟

Fakat, sürekli arzuluyacak, sürekli talep edecek.
لَكنَّها تحتج بشكل مستمر، تحتج بشكل مستمر

Fakat ondan da fazla para çıkacağını sanmıyorum.
لَكنَّها لا تَبْدو أَنْ يَكُونَ عِنْدَها أكثر مال مِنْ أَنَّهُ عَمِلَ.

- Ama uzun süre dayanmaz. - Buradan birlikte çıkmaya ne dersin?
لَكنَّها لَنْ تتحْملَ طَوِيِلاً ماذا تَقُولُ عن كلنا نخرج من هنا ؟

Ama bu gece eve gelmedi ve çok endişeleniyorum.
لَكنَّها لَمْ تَرْجعْ للبيت اللّيلة، و انا قَلقَ بشأنها.

Kibarca bir dostluk maçı istedik... Ama o hiç saygı göstermedi ve bize saldırdı.
نحن نسَأل بشكل مؤدّب عن ..مباراة ودية. لَكنَّها لم تظهر أي إحترامِ، وهاجمَتنا.

Ve bunu aşması için ona yardımcı olabilirdik Ama o Cole'u seçti.
ونحن كان يُمكنُ أنْ نُساعدَها تغلّبْ على ذلك، لَكنَّها إختارتْ كول.

Neyse, mesele şu. Vera o konuşmayı dinlemek için her şeyi yapar. Ama o evde yokken Achilles'e bakacak kimsesi yok.
فيرا يمكنها أن تفعل أي شئ للذهاب لَكنَّها لم تجد أحد يهتم بأكيلس أثناء غيابها.

Nasıl yaptı bilmiyorum, Ama o yaptı.
أنا لا أَعْرفُ كَيفَ هي عَمِلتْ هي، لَكنَّها عَمِلتْ هي.

Ama o bıçakları değiştirmiyordu, elmaları kurcalıyordu.
لَكنَّها ما كَانتْ تَنْقلُ السكاكينَ، هي كَانتْ تَعْبثُ بالتفاحِ.

Sürekli ailesiyle tanışmak istediğimi söylüyorum, Ama o hep bahaneler üretiyor.
أَستمرُّ بطَلَب مُقَابَلَة أبويها، لَكنَّها تَستمرُّ بجَعْل الأعذارِ.

Onun dünyada ki en hoş kadın olmadığını biliyorum, Ama o annem, ve onu seviyorum.
أَعْرفُ بأنّها لَيستْ الإمرأةَ الأجملَ في العالمِ، لَكنَّها أمُّي، وأنا أَحبُّها.

Fakat kendi kafasına göre çıkıp boşboş gezinmeyi pek sever.
لَكنَّها تَحْبُّ ان تهيم لوحدها.

Aktarılır, biçim değiştirir Fakat, hiç durmadan yapar bunu.
تنَتْقلُ، تَتحوّلُ لَكنَّها لا تَتوقّفُ

Fakat iletişim menzilimizin dışında... ve bir drone'nun ona ulaşması iki gün sürer.
لَكنَّها ما بعد المدى إتصالاتِنا... و طائرة بدون طيّار سَتَستغرقُ يومان لوُصُولها.

Fakat benden hoşlanmıştı ve evimde onunla buluşmuştu.
لَكنَّها حَبّتْني وجَعلتْ a تأريخ للإجتِماع في مكانِي.

Ve sonra bir gün, bana ikili bisiklet sürmek istediğini söyledi Fakat bir daha asla görünmedi.
وبعد ذلك،في احد الايام , سَألتْني... لإِسْتِمْرار أحدهمِ بجولات دراجةِ مزدوجةِ... لَكنَّها لم تظَهر.

- Ama tedaviye ihtiyacı varmış gibi gözüküyor.
لَكنَّها بَدتْ للإرادة أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ معالجةُ.

- Ama bugün çok şirin görünüyor. - Sonunda nasıl başa çıkacağını anlayacaksın.
لَكنَّها تَبْدو لطيفةَ جداً اليوم

Onunla konuşmak faydasız Ama bu sabah mahkemeye gitti ve güldü, o yalnız güldü.
التحدث معها بلا جدوة، لَكنَّها ذَهبتْ إلى السْمعُ هذا الصباحِ وضَحكَ، ضَحكتْ لوحدها.