| Ya ne aradıklarını bilmiyorlardı ya da aldıkları şeyin ne olduğunu kimsenin bilmesini istemiyorlardı. | Open Subtitles | هم أمّا لَمْ يَعْرُفوا بإِنَّهُمْ كَانوا يَبْحثونَ عنهم، أَو هم لَمْ يُريدوا أي واحد إلى إعرفْ ما هم كَانوا يَأْخذونَ. |
| Bu sabah köyünüzün adını bilmiyorlardı. | Open Subtitles | في الصباح، هم لَمْ يَعْرُفوا اسم قريتِكَ. |
| Yerliler, İspanyolların getirdiği ilk atı gördüklerinde ne olduğunu bilmiyorlardı. | Open Subtitles | عندما رَأى الهنود الأوائلَ واحدا منهم ، توقف الإسبان عن جلب المزيد ، إنهم لَمْ يَعْرُفوا بِحقّالجحيمما هو . |
| Taşın çalındığı bilmiyorlardı. | Open Subtitles | هم لَمْ يَعْرُفوا بأنّه سُرِقَ. |
| Çünkü onun bağlılığını bilmiyorlardı. | Open Subtitles | لأنهم لَمْ يَعْرُفوا ولائه الحقيقي. |
| - Orada olduğumuzu bilmiyorlardı. | Open Subtitles | - هم لَمْ يَعْرُفوا بأنّنا كُنّا هناك. |
| Neden geldiklerini bilmiyorlardı. | Open Subtitles | لَمْ يَعْرُفوا لِماذا جاؤوا |