| Eğer kim olduğunu bilseydin, şu anda burda olmazdın. | Open Subtitles | إذا عَرفتَ مَنْ هو كَانَ، أنت من المحتمل لَنْ تَكُونَ هنا. |
| O zaman burada olmazdın, değil mi? | Open Subtitles | حَسناً، ثمّ، أنت لَنْ تَكُونَ هنا، أليس كذلك؟ |
| Orada mutlu olmazdın. | Open Subtitles | أنتى لَنْ تَكُونَ سعيدَة هناك. |
| Benim verdiğim planı takip edersen, olmayacaksın da. | Open Subtitles | وأنت لَنْ تَكُونَ إذا أنت إتلَ الخطةَ أعطيتُك، |
| Sonsuza dek küçük olmayacaksın ya. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَكُونَ صغيرَ إلى الأبد. |
| Pişman olmayacaksın, sana söz veriyorum. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَكُونَ آسفَ، أَعِدُك. |
| Demek öyle. Yalnız olmayacağına eminim. | Open Subtitles | لذا هو ذلك حَسناً، أَنا متأكّدُ أنك لَنْ تَكُونَ لوحدك. |
| - Bir daha asla böyle genç olmayacaksın. | Open Subtitles | -أنت لَنْ تَكُونَ شاباً ثانيةً -أَعْرفُ |
| -Tekrar genç olmayacaksın asla! | Open Subtitles | -أنت لَنْ تَكُونَ شاباً ثانيةً |
| Ama hiç tatmin olmayacaksın. | Open Subtitles | أنت فقط لَنْ تَكُونَ راضيَ. |
| # Asla benim olmayacaksın # | Open Subtitles | أنت لَنْ تَكُونَ لي |
| Dede olmayacaksın. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَكُونَ a جَدّ. |
| -Orada olmayacaksın. | Open Subtitles | - أنت لَنْ تَكُونَ هناك. |
| Onun artık etrafta olmayacağına. | Open Subtitles | هي لَنْ تَكُونَ هنا |
| Onun artık etrafta olmayacağına. | Open Subtitles | هي لَنْ تَكُونَ هنا |