| O güvenlik önlemi olmazdı, eğer Tauri'li bir kadın tarafından keşfedilebilseydi... bir şans eseri olurdu... şimdi değil mi ? | Open Subtitles | لَنْ يَكُونَ هناك تدبير أمني كبيراً إذا كان يُمْكِنُ أَنْ يُكتَشفَ بواسطه أنثى الأرض الأولى التي تأتى ، الآن ؟ |
| Belki birileriyle konuşsan, bu kadar da kötü bir fikir olmazdı. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هو لَنْ يَكُونَ مثل هذا الفكرةِ السيئةِ إذا تَكلّمتَ مع شخص ما. |
| Yazmazsın. Ahlaki olmazdı! | Open Subtitles | انت لم تكتب ذلك نهائيا ذلك لَنْ يَكُونَ أخلاقيَ أليس كذلك؟ |
| Her şeyden önce, bu pek de romantik olmazdı. | Open Subtitles | حَسناً، هو لَنْ يَكُونَ رومانسي جداً، لواحد. |
| Bak Andy, eğer ataların köle sahibiydilerse bile bu senin suçun olmazdı. | Open Subtitles | النظرة، أندي، حتى إذا أسلافِكَ إمتلكَ العبيدَ، هو لَنْ يَكُونَ عيبَكَ. |
| Davetlisin çünkü sensiz parti olmazdı. Doğru. | Open Subtitles | أنت دُعِيتَ لأن، حَسناً، هو فقط لَنْ يَكُونَ a حزب بدونك. |
| Senin sorunun olmazdı. | Open Subtitles | بالطبع، هو لَنْ يَكُونَ مشكلتَكَ. |
| Sana izin verebilsem, sorun olmazdı. | Open Subtitles | إذا أنا يُمْكِنُ أَنْ أَتْركَك، هو لَنْ يَكُونَ a مشكلة. |
| Ama bu doğru olmazdı. | Open Subtitles | لَكنَّه لَنْ يَكُونَ حقيقيَ |