| Tüm dünya Al Caponio'nun gizemli torpido gözünü açmasını hayretle izledi. | Open Subtitles | ماذا تعتقدون؟ شاهده العالم بدهشة وهو يحل لُغز صندوق التابلوه الخاص بآل كابوني. |
| Maddenin gizemli sırrını çözmeye çalışırken | Open Subtitles | بينما يحاوِلون حل لُغز المادّة، أدرك عُلماء الفيزياء أنهم على دربٍ للُغزٍ أكبر بكثير .. رُبما اللُغز المُطلق. |
| Fakat biz onun gizemli ölümünü çözdük. | Open Subtitles | ولكننا حللنا لُغز موته للتو |
| Çok daha büyük bir gizem - Belki de nihai gizem. | Open Subtitles | بينما يحاوِلون حل لُغز المادّة، أدرك عُلماء الفيزياء أنهم على دربٍ للُغزٍ أكبر بكثير .. رُبما اللُغز المُطلق. |
| Bütün bu şeyleri uydurmak bir gizem gerektirir ufaklık yaşam, bunu sağlayacağının garantisini vermez. | Open Subtitles | هناك لُغز في إختلاق الأشياء أيتها الفتاة و الحياة لا تقدم آي ضمانات |
| Bu bir bilmece. Hayır, bekle. Böyle konularda iyiyimdir. | Open Subtitles | حسناً ، هذا لُغز ، وأنا جيدة في هذا |
| Çözümsüz kalmasına dayanabildiğin bir bilmece olmadı hiç. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي لُغز لا يمكن حله أمامك. |
| Geleneksel bilimsel akıl bakımından anlayışı zorlayan bir gizem. | Open Subtitles | لُغز تحدى الفِهْمَ بالنسبةِ لِعُرف الحكمة العلمية. |
| - Bir gizem. | Open Subtitles | لُغز |
| Çözümsüz kalmasına dayanabildiğin bir bilmece olmadı hiç. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي لُغز لا يمكن حله أمامك. |