| Genç oluşları olayı daha da trajik hale getirmiştir. | Open Subtitles | إنّه الأكثر مأساويّة في أنهم كانوا صغارًا |
| Bu yüzden de herhangi bir trajik patlamadan sakınmak için cep telefonlarınızı kapatmanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | ولذلك لتفادي أي حوادث مأساويّة أتمنى منكم لطفاً أن تطفئوا هواتفكم الخلوية |
| Martinez'in harekatıydı benim değildi, anlaşmazlığımızı kızıştırması birçok yaşamın şuursuzca ve trajik şekilde kaybına sebep oldu. | Open Subtitles | سببت خسائر مأساويّة غير منطقيّة في الأرواح |
| Kesinlikle mutlu sonla biten trajik bir hikaye. | Open Subtitles | إنّها قصّة مأساويّة لكنّها كما يبدو خُتمت بنهاية سعيدة |
| Sonunu söylemekten nefret ediyorum ama gerçekten çok trajik. | Open Subtitles | وأكره إفشاء النهاية لكنّها ستكون مأساويّة جدّاً |
| trajik bir şekilde hiç aşk hayatım olmadı. | Open Subtitles | حياتي الغراميّة فارغة بصورة مأساويّة |
| Ölümcül güç kullanılan bir durumun trajik sonucuydu. | Open Subtitles | -نتائج مأساويّة في حالة القوّة المُميتة . |
| Darwin'in bombadan farksız fikri, insan ruhunun derinliklerine ulaşıyordu. hem de bazen trajik sonuçlar üreterek. | Open Subtitles | نظريّة (داروين) المُتفجّرة كانت ستبلغُعميقاًللرّوحالإنسانيّة.. بنتائج مأساويّة أحياناً ... |
| düzenlenen trajik bir ölüm... | Open Subtitles | تزييف وفاة مأساويّة... |