| Böyle bir yemek yemiş olamazsın... özellikle deniz ürünleri erimiş tereyağı damlayan yengeçler özel bir şarap sosuyla hazırlanmış birbirinden enfes ıstakozlar. | Open Subtitles | أنت ما ذقت مثل هذا الغذاء في حياتك خصوصا مأكولات بحرية تقطير الكتومين المتبخر مع زبدة زائبة |
| Altı buçuğa kadar toparlanmış olurum. Evime yakın bir deniz ürünleri restoranı var, 11. yolda | Open Subtitles | سأكون في الـ 6 ونصف ، هناك مطعم مأكولات بحرية وشواء بالقرب من منزلي |
| Hayır, sağol. Çin yemeklerinin içinde tuhaf şeyler oluyor. | Open Subtitles | لا، شكراً لكِ، ثمّة مأكولات تُجفلني في الطعام الصينيّ. |
| Kramer, 183 kişiye nasıl yahudi yemeği pişireceksin? | Open Subtitles | كرايمر، كيف ستطهو مأكولات يهودية لـ 183 شخصاً؟ |
| Deniz yemekleri restoranına gitmek için bu yüzden mi 1 saat yol aldık? | Open Subtitles | هل لهذا قدنا لمدة نسف ساعة بعيداً عن المحيط للذهاب الى مطعم مأكولات بحرية |
| Belki deniz mahsulleri vardır. | Open Subtitles | انظر لَرُبَّمَا يقدمون مأكولات بحريةَ. |
| Kekler, Gatorade ve şeker gibi kaliteli yemekler sunuyor. | Open Subtitles | وتقدم لهم مأكولات مثل ديبي سناك عصير جاتوريد .. أصابع الشيكولاته |
| Bayan Jam, Knockers çalışanı olarak çalıştığın zamanlarda sana asılan oldu mu? | Open Subtitles | انسة جام في وقت عملك كبائعة مأكولات هل قابلتِ اية تصرفات غير مرغوب بها ؟ |
| Evet, yeni bir deniz ürünleri restoranı var. | Open Subtitles | أجل , هناك مطعم مأكولات بحرية جديد . . يمكننا |
| Deniz ürünleri restaurantına geliyorsun ve tavuk mu sipariş ediyorsun? | Open Subtitles | تأتين لمحل مأكولات بحرية كي تطلبي الدجاج |
| Sekiz yıl önce, bir deniz ürünleri lokantasının... kayıp sahibini araştırmak için küçük bir kasaba olan Camden'a gittik. | Open Subtitles | قبل 8 سنوات, زرنا بلدة كامدين الصغيرة حيث بحثنا عن صاحب مطعم مأكولات بحرية |
| William'la çıkarken, ikinci yada üçüncü randevumuzda beni deniz ürünleri yapan bir restorana götürdü ve o günün akşamı çok ciddi şekilde bir zehirlenme yaşadım. | Open Subtitles | اتذكر عندما كنت في موعدي الثاني او الثالث مع ويليام ولم اكن اعرفه فعلا حتى الان اخذني لمطعم مأكولات بحريه |
| Hayır, sağol. Çin yemeklerinin içinde tuhaf şeyler oluyor. | Open Subtitles | لا، شكراً لكِ، ثمّة مأكولات تُجفلني في الطعام الصينيّ. |
| ÇİN LOKANTASI | Open Subtitles | "(جايد وولف) - مأكولات صينية" |
| Canım şu an gerçek Meksika yemeği istiyor. | Open Subtitles | لذلك. الآن أريد مأكولات مكسيكية حقيقية |
| Şimdiye kadar sinema yemeği beni etkilemedi. | Open Subtitles | حتى الآن لم تعجبني مأكولات السينما |
| Dünyayı dolaşıp harika yemekleri ve kültürleri görüyoruz. | Open Subtitles | إنها جولة ممتعة على مأكولات رائعة، وثقافات رائعة، |
| Mkemmel deniz yemekleri. | Open Subtitles | مأكولات بحرية رائعة |
| Belki deniz mahsulleri vardır. | Open Subtitles | انظر لَرُبَّمَا يقدمون مأكولات بحريةَ. |
| Bir davete deniz mahsulleri veriyorlarmış. | Open Subtitles | هم كَانوا يُموّنونَ a مأدبة مأكولات بحريةِ عندما كورنيل غَضبَ |
| Dünyanın her yerinden yemekler vardı. | Open Subtitles | حضّرت عمل مدروس, طاولة طعام أنيقة, مأكولات من جميع أنحاء العالم |
| Knockers çalışanı olabilmem için onay formum. | Open Subtitles | انها استمارتي كي اكون بائعة مأكولات |
| Bugün eve bir dünya çeşit çeşit deniz mahsulü götürdüm. | Open Subtitles | لقد أخذت معي مأكولات بحرية للمنزل اليوم ، كل شئ تقريباً |
| Fransız şampanyası, deniz mahsülleri salatası. Şato briyan,... | Open Subtitles | .شامبانيا فرنسية، سلطة مأكولات بحرية شاتوبريان |