| Buraya, neden bu kadar tanıdık geldiğini anladığım için geldim. | Open Subtitles | أتيتُ لأنّي أدركتُ لما أنتَ مألوفٌ جدّاً لي. |
| Bu şey ev yapımı ama yapısı tanıdık. | Open Subtitles | هذا الشيء منزلي الصنعِ، لكن الإطارُ مألوفٌ. |
| tanıdık bir şeylerin tadını almak olsa gerek. | Open Subtitles | رُبما عاد الطعم الاصلي مألوفٌ لكَ مُجدداً. |
| Neden bu ad bana bu kadar tanıdık geldi acaba? | Open Subtitles | لماذا الاسم مألوفٌ جداً بالنسبة لي؟ |
| Burada hiç de tanıdık bir şey yok. | Open Subtitles | ليسَ هناكَ شئ مألوفٌ هنا على الإطلاق |
| İsmi tanıdık geldi. | Open Subtitles | إسمه مألوفٌ لدي |
| Bu yüz çok tanıdık. | Open Subtitles | ذلكَ الوجه.. مألوفٌ جدًا. |
| Yüzünüz çok tanıdık geliyor. | Open Subtitles | أودّ القول أن وجهُكَ مألوفٌ. |
| - Bu sayı neden bu kadar tanıdık geliyor? | Open Subtitles | لمَ الرقم 42155 مألوفٌ جداً؟ |
| Ekim, 1951." - İsim tanıdık mı geldi? | Open Subtitles | أهذا الاسم مألوفٌ لديك؟ |
| Pekala, bu sözler sana tanıdık geliyor mu? "yeterli oranda geliştirilmiş her teknoloji | Open Subtitles | هل هذا القَول مألوفٌ لديكم، " أيّة تِكنولوجيا مُتقدّمة بكفاءةٍ... |
| - Bu tanıdık geldi. | Open Subtitles | -هذا الشعور مألوفٌ نوعاً ما |