| Teorin etkileyici Lusor. Gözetleme odasina gider misin lütfen? | Open Subtitles | ـ نظريتك مؤثرة إلى حد ما يا لوثر ـ هل تذهب إلى حجرة الأستكشاف يا أوتس؟ |
| etkileyici bir koleksiyon. Çok az bulunan baskılarınız var. | Open Subtitles | انها مجموعة مؤثرة لديك مجموعة من الاصدارات النادرة هنا |
| Çok etkileyici kasların var Nelson. Vücut çalışıyor musun? | Open Subtitles | لديك عضلات صدر مؤثرة جدا0 أتعمل على إنمائها؟ |
| Kabul etmeliyim ki baya etkileyiciydi. | Open Subtitles | يجب علي الاعتراف، لقد كانت مؤثرة |
| Melodi çok dokunaklıydı. Gerçekten size mi ait? | Open Subtitles | .المعزوفة مؤثرة جداً هل أنت من ألّفها حقاً ؟ |
| etkileyici bir koleksiyon. Çok az bulunan baskılarınız var. | Open Subtitles | انها مجموعة مؤثرة لديك مجموعة من الاصدارات النادرة هنا |
| Çok etkileyici ama ama Bayan Norris, tasarruflarınız eksik. | Open Subtitles | جميعها مؤثرة جداً ولكن سيدة ـ نوريس ـ . نحن نفتقد ما ندعوه هنا ـ الرصيد و الضمان |
| O kadar da etkileyici değil. Yaptığım şey, krolara absürt şeyler satmak. | Open Subtitles | ليست مؤثرة كصوتها ما افعل حقا هو بيع الحثالة للفقراء. |
| Bak ne diyeceğim, hayatın gerçekten etkileyici gayrimenkuller, iş, para. | Open Subtitles | أنت تعلمين القول بأن حياتك مؤثرة العقارات، العمل، المال |
| İlk seans sırasında çok etkileyici duyarlı yaşına göre olgun çok zeki ve fazlasıyla başına buyruktu." | Open Subtitles | خلال الجلسة الأولى يظهر أنها مؤثرة جداً حساسة |
| Yeminlerimiz sahte olsa bile, onların etkileyici olmasını isterim. | Open Subtitles | إذا كانت عهودنا زائفة فلا زالت أريدها مؤثرة |
| Dosyamdaki ropörtajı okumuşsun. Okuma yazman varmış. Çok etkileyici. | Open Subtitles | لقد قرأتَ المقابلات بملفات قضيتي يمكنكَ القراءة بطريقة مؤثرة جداً |
| Yas tutan kişileri teselli etmek tuhaf bir şekilde etkileyici bir deneyim olabilir. | Open Subtitles | إن تعزية الثكلى يمكن أن تكون تجربة مؤثرة بشكل غريب |
| İşiyle bağlantılı olarak, dünyanın her tarafında etkileyici bağlantılarının olduğu bir sistemi var. | Open Subtitles | في خط اعمالها , كان هناك شبكة اتصالات مؤثرة حول العالم |
| Siyasette etkileyici bir kariyer yapabilirsiniz. | Open Subtitles | هل يمكن أن يكون مهنة مؤثرة في السياسة، و |
| Billy, çok etkileyiciydi ama hepimiz zaten durumun farkındayız. | Open Subtitles | "بيلي"، يالها من قصة مؤثرة وماإلى ذلك لكن أعتقد أننا مدركين جيدا ماالذي نواجهه |
| Bu çok dokunaklıydı, adamım. Fakat biz buraya bunları dinlemeye gelmedik | Open Subtitles | لقد كانت قصة مؤثرة حقا لكننا لم نأت انسمع عن قصة حياته هذه |
| Uçağın alana indiği an inanılmaz duygusal bir andı. | TED | لقد كنت أصرخ أثناء هبوط الطائرة؛ لقد كانت لحظة مؤثرة. |
| Davranışçılığın ne kadar etkili olduğunu görmek çok utanç verici, ama buna sonra geleceğim. | TED | إنه من المشين كم كانت المدرسة السلوكية مؤثرة لكن سوف أتكلم عن ذلك لاحقاً |
| Bu lanet olası Acıklı bir hikaye Turtle, Ama adamım yok. | Open Subtitles | قصتك مؤثرة حقاً لكن تنقصني اليد العاملة |
| Gözlerinde dramatik bir anlamsızlık olan, yorgun, üzgün suratlar. | Open Subtitles | وجوه حزينة متعبة ودرامية مؤثرة جداً عدم اللامبالاة تراها في أعينهم |
| Lanet olası yüksek nüfuzlu faşistlerden oluşan bir grup. | Open Subtitles | وهذه واحدة من سيئات مجموعة مؤثرة من الفاشيين |
| Özür dilerim. Gerçekten duygulu bir törendi. | Open Subtitles | مرحباً, آسف لقد كانت مراسم مؤثرة |
| güçlü, çarpıcı detaylarıyla seyyar bir tanık. | Open Subtitles | قوية وشهادة مؤثرة مع تفاصيل قاتلة |
| Bazı önemli konularla ilgili dokunaklı bir hikaye. | Open Subtitles | إنها قصة مؤثرة عن بعض القضايا الهامة للغاية. |
| Bu program rahatsız edecek kadar basit, ama bizim de göreceğimiz gibi, son derece güçlü. | TED | إذن ذلك هو البرنامج، سهل لغاية الإحراج، لكن كما سنرى، مؤثرة جداً |