| Kılıç kullanma cesareti gösteren gerçek inananlar sayesinde, bu günün yaşanacak olması sadece mümkün değil, kaçınılmazdır. | Open Subtitles | مقدمة من مؤمنين إيماناً حقاً الذين شجاعتهم في استخدام السيف جعلت من هذا اليوم ليس فقط ممكناً، بل وحتمياً |
| Ama gerçek inananlar ile karşılaştıysanız, bu zayıflıkları bulamazsınız. | Open Subtitles | ,لكن عندما تتعامل مع مؤمنين حقيقيين فنقاط الضعف هذه لاتكون موجودة |
| Tek yapabileceğimiz inançlı olmak. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله ان نكون مؤمنين |
| İnançlı yaptığımız güvenilir danışmanların ve hizmetkarların arasında. | Open Subtitles | بين مُستشاريكَ المُؤْتَمنين ...والخدم الذين جعلناهم مؤمنين... |
| Eğer takipçilerinin inancı varsa o halde gerçekten inanıyor olmalılar. | Open Subtitles | إذا كان أتباعَهم لديهم إيمانُ إذاً هم يَجِبُ أَنْ يكونوا مؤمنين حقاً |
| Tanrı'ya inanıyor olsak dua edin derdim. | Open Subtitles | لو كنا مؤمنين بالله لقلت لندعوا |
| Bu İnciller de onları inanan yapacak. | Open Subtitles | وهؤلاء وأتباع الإنجيل سيجعلهم هذا الكتاب مؤمنين. |
| Sadece onlara yaşamak için bir sebep verecek olsak da. Kendimize inanmasak bile. | Open Subtitles | حتى لو لمجرد أن تعطيهم سبباً للأستمرار من أجله، حتي لو لم نكن نحن مؤمنين به |
| Ve ben artık yarı-zamanlı inananlar istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أيّ مؤمنين جزئيًّا بعد الآن |
| Seçilmiş gönüllü bir gurup tüm inananlar, kriyojenik kapsüllere girip bu tesiste kalacağız. | Open Subtitles | واختيار مجموعة من المتطوعين كلهم مؤمنين بقضيتنا وسيضعون بحافظات السبات |
| Neye gerçekten inananlar? | Open Subtitles | مؤمنين حقيقيين بماذا؟ |
| Gerçek inananlar değillermiş, he? | Open Subtitles | ليسوا مؤمنين حقاً، هاه؟ |
| Gerçek inananlar. | Open Subtitles | مؤمنين حقا |
| Bizse inançlı olmak yerine birbirimizin gırtlağına sarılmakla meşguldük. | Open Subtitles | شغلنا الصراع بيننا على أنْ نكون مؤمنين |
| Hiç kimse senin kadar batıl inançlı değil Donald. | Open Subtitles | ليس جميع الأشخاص مؤمنين بالخرافات مِثلك "دونـالـد". |
| Farklı insanlar, elde ettikleri sonuçlarda ısrar etmek, ve inançlı bir şekilde buna tutunmak, ya da boş verip, parmağını rüzgara kaldırıp, kazanmak için gereken olarak düşündüklerini yapmak arasında bir açmaz yaşarlar. | TED | أناس مختلفة تتفاوض بين التمسك بالنتائج المرجوة , مؤمنين بها تماماً , منحدرين إلي الإشتياق للمجد , أو متخلين عنه , واضعين أصبعهم في مهب الريح , فاعلين أياً كان في إعتقادهم سوف يقودهم إلي موقف فائز . |
| Hepsi de inanıyor. | Open Subtitles | و ان كلهم مؤمنين |
| Hepsi de inanıyor. | Open Subtitles | و ان كلهم مؤمنين |
| Biz şüphe duyuyoruz, onlar inanıyor. | Open Subtitles | نحن ينتابُنا الشك وهم مؤمنين |
| Onları, ona inanan sadık bireyleri arasına katacaktır. | Open Subtitles | *و يجعلهم أعضاء مؤمنين لشعبه الكريم* |