Kontrol ettim İki yüz defa tekrar kontrol ettim. | Open Subtitles | راجعت لهم و أنا إعادة الفحص كل منهم مائتي مرة. |
Aynı kocakarının vergiden birkaç yüz papel tasarruf etmesini sağla da gör. | Open Subtitles | تلك العجوز الشّمطاء نفسها أوَفرُ عليها مائتي دولار معلوم الإستلام |
Nehrin birkaç yüz km aşağısında medeniyete döneceksiniz. | Open Subtitles | لتصلوا بعد مائتي ميل على طول النهر حيث هناك سيارة في انتظاركما |
Hiçbir teminat, hiçbir kefil olmadan bunlar sayesinde iki yüz binlik bir kredi alabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | هل تعتقد أنّها سوف تمنحك قرضاً بقيمة مائتي ألف دون أيّة تأمين أو أيّة كفيل؟ |
Ben de ona birkaç yüz dolar verip şehri terk ettim, bir daha da onu görmedim. | Open Subtitles | اعطيتها مائتي دولار وغادرت المدينه ولم ارها ثانية |
Ve sonra da geriye hırsızlığı önlemek için oraya dikilmiş iyi eğitimli birkaç yüz asker kalıyor. | Open Subtitles | و مائتي جندي مدربون جيداً على منع السرقات |
Hayır. Birkaç yüz yakın arkadaş ve aile üyesi geldi. | Open Subtitles | كلا, حوالي مائتي مدعو من الأصدقاء و الأقارب |
Bana bi kaç yüz dolar verdi arabayı bi kaç saat kullanmak için | Open Subtitles | أعطاني مائتي دولار لإستخدام الشاحنة لبضع ساعات. |
Başına da iki yüz dolar ödül konmuştur. Ödül ölü ya da diri olmak üzere iki yüz dolardır. | Open Subtitles | ومكافأة قدرها مائتي دولار على رأسه، وأقصد بهذا حياً أو ميتاً. |
Bu zindan iki yüz yıldır burada. | Open Subtitles | هذه الزنزانة موجودة هنا من ما يقرب من مائتي عام |
İki yüz saniyelik şehvet! Hmm...gidelim. | Open Subtitles | مائتي ثانية من العاطفة يجب أن نذهب |
İki yüz milyon yapmanın bir yolu var mı? | Open Subtitles | هل توجد اية طريقة لجعلها مائتي مليون ؟ |
Yalnızca yüz ya da iki yüz şey kaldı. | Open Subtitles | فقط مائة أو مائتي شئ فقط لعملها |
İki yüz bin gemi, evreni bir ucundan diğerine yakmaya ayarlı. | Open Subtitles | مائتي ألف سفينة مستعدة لتحترق عبر الكون |
Birkaç yüz dolar burada, birkaç bin dolar da burada. | Open Subtitles | مائتي دولار هنا, وبضعة الاف هناك. |
Burada birkaç yüz dolar, şurada birkaç bin. | Open Subtitles | مائتي دولار هنا, وبضعة الاف هناك. |
Bu gece güven içinde uyuyacak iki yüz çocuğum var. | Open Subtitles | لديّ مائتي طفل سينعمون بنوم آمن الليلة. |
Önce iki yüz bin dolar istiyorum. | Open Subtitles | أريد بلدي مائتي ألف دولار أولا. |
Ağaç sınırına mesafemiz birkaç yüz metre mi? | Open Subtitles | نبعد فقط، مائتي ياردة من خط الشجر؟ |
Fakat ben, bugün insanların kapitalizm hakkındaki konuşmalarıyla, iki yüz yıl önce Fransız Devrimi ve Fransa'da monarşi geri geldikten sonra monarşi hakkındaki konuşmaları arasında çarpıcı bir paralellik görüyorum. | TED | لكنني مازلت في حالة إضراب متوازي مع الناس الذين غالبا ما يتحدثون عن الرأسمالية اليوم وكيف كانوا يتحدثون عن الممالك منذ مائتي عام مضت , بعد الثورة الفرنسية مباشرة و إسترجاع النظام الملكي في فرنسا . |