| yaptığınız şey ise bu açıyı, şu açı yerine buradaki ile karşılaştırmak. | TED | اذن ماتفعلونه هو مقارنة تلك الزاوية بهذه بدلا عن تلك |
| Hadi oradan! Tüm yaptığınız kapı çalıp para muhabbeti yapmak. | Open Subtitles | هراء,كل ماتفعلونه هو رن جرس الباب و تتحايلون على الزبائن بكلام معسول |
| yaptığınız her şey bu yönetimi tam anlamıyla yanınıza çeker. | Open Subtitles | كل ماتفعلونه يجعل الهيئة الطبية هي الفائزه |
| Amerikan vatandaşları diyor ki, ne cehennem yapıyorsanız orada, kola kutularıyla, Long Dong Ding midir her ne s. kimse artık o şeyle, artık durdurun. | Open Subtitles | المواطنين الامريكيين يقولون أياً كان ماتفعلونه هناك مع علب الكولا و القضيب الطويل و أياً كان إسمه, فعليكم أن تتوقفوا |
| Müfettiş Gibson, tüm yaptıklarınıza ne kadar minnettar olduğumu belirtmek isterim. | Open Subtitles | ايها المٌفتش."جيبسون" اريد فقط اخبارك كم اقدر ماتفعلونه |
| Muhteşem bir kız, güzel bir geleceği de olabilir ama bu yaptığınız şey; onu, sürekli terapilere ihtiyaç duyan ve neden sağlıklı ilişkiler kuramadığını düşünmek zorunda kalan bir insana dönüştürecek. | Open Subtitles | هي طفلة رائعة، ولديها فرصة لمستقبل رائع لكن ماتفعلونه الآن يحولها الى شخص آخر والتي ستقضى عقد من الزمان على اريكة الاطباء النفسيين |
| yaptığınız yasa dışı. | Open Subtitles | ماتفعلونه غير نظامي. وليس عدلا. |
| Sanmıştım ki şikâyetlerimi hoş karşılarsınız, ama tek yaptığınız öylece oturup şikâyetlerimi yargılamak ve beni suçlamak oldu. | Open Subtitles | لقد ظننت أنّكم ستتحملون سماعي وأنا أتشكى لأنّ كلّ ماتفعلونه هو هو الجلوس هنا والنحيب دون حساب أو شعورٍ بالذنب ولكن أتعلمون ماذا ؟ |
| - Tek yaptığınız şey bu değil mi zaten? | Open Subtitles | هذا بالاساس ماتفعلونه أليس كذلك؟ |
| O yüzden bundan böyle yaptığınız her şeyi takibe alacağım. | Open Subtitles | لذا من الآن سوف أراقب كل ماتفعلونه |
| İşte yaptığınız şey bu! | Open Subtitles | هذا ماتفعلونه ، أنا منسحب |
| yaptığınız çalışan birini izlemek mi? | Open Subtitles | جدياً ؟ أهذا ماتفعلونه ؟ |
| yaptığınız şey savaşa girmek kadar cesaret ister Semet. | Open Subtitles | ماتفعلونه فعل شجاع كخوض المعركة، يا(سميت) |
| Ben sizin yaptığınız şeye "yaşamak" demem. | Open Subtitles | لاأعتبر ماتفعلونه هو "العيش. |
| - yaptığınız şey, yasal değil! | Open Subtitles | - ماتفعلونه غير قانوني |
| yaptığınız şey yanlış. | Open Subtitles | ماتفعلونه خاطئ |
| Daha sonra sabah ne yapıyorsanız onu yapın. | Open Subtitles | وبعد ذلك اريدكم ان تعودوا الى... ماتفعلونه كل صباح أياً كان. |
| Pekâlâ, çok fazla dinlendiniz, her ne yapıyorsanız bırakın. | Open Subtitles | جميعا فلتسمعوا حسنا ماتفعلونه كل اوقفوا |
| Vay be. Bu yerde yaptıklarınıza gerçekten bayılıyorum. | Open Subtitles | أعجبني ماتفعلونه بالمكان |