| Ama bu çıplak yüzme olayı gerçekleşirse endişeleneceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكن لو حصل أمر السباحة العارية هذا، ليس لديك ماتقلق بشأنه. |
| Stevie, bu çalışırsa endişelenmeni gerektirecek hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | تفاصيل قليلة لم أعرفها "ستيفي" ، لطالما هذا يعمل، ليس لديك ماتقلق حياله |
| Endişeleneceğin hiçbir şey yok çünkü kimse sana bakmayacak. | Open Subtitles | -لازلت تتحدث . ليس لديك ماتقلق بشأنه لأن أحدًا لن ينظر إليك، |
| Al Bathra olayında herhangi bir kusurlu bulmayacaklar. Senin dert edeceğin bir şey yok. | Open Subtitles | إنهم لن يجدوا جريمة جنائية في واقعة(باثرا) ليس هناك ماتقلق بشأنه |
| Al Bathra olayında herhangi bir kusurlu bulmayacaklar. Senin dert edeceğin bir şey yok. | Open Subtitles | إنهم لن يجدوا جريمة جنائية في واقعة(باثرا) ليس هناك ماتقلق بشأنه |
| Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك ماتقلق علية |
| Endişeleneceğin bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد ماتقلق يشأنه |
| Endişelenecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك ماتقلق من أجله |
| Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ماتقلق بشأنه |
| Merak etme. Endişelendiğin şey olmayacak. | Open Subtitles | ماتقلق بشأن حدوثه لن يحدث |
| Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | . لايوجد ماتقلق بشأنه |