| O zaman yarın öğlen 2'de Majestic Otel'in barında. | Open Subtitles | غدا الحين. 02: 00 في شريط في فندق ماجستيك. |
| O bıyığınızla ve Majestic'de kalıyor olduğunuza göre olamaz. | Open Subtitles | بهذا الشارب و اقامتك في فندق "ماجستيك هذا لا يعقل |
| Kullanılabilir tek bir yatak odası var. Arkadaşlarım Majestic'de kalıyor. | Open Subtitles | و هناك غرفة واحدة فقط صالحة للسكن "أما أصدقائي فهم يقيمون في فندق "ماجستيك |
| O bıyığınızla ve Majestic'de kalıyor olduğunuza göre olamaz. | Open Subtitles | "كلا . بهذا الشارب و اقامتك في فندق "ماجستيك هذا لا يعقل |
| Majestik Otel'e geçeceğiz, güvende olacaksınız. | Open Subtitles | سنذهب إلى فندق (ماجستيك)، لكي نحضركم. |
| Kullanılabilir tek bir yatak odası var. Arkadaşlarım Majestic'de kalıyor. | Open Subtitles | و هناك غرفة واحدة فقط صالحة للسكن "أما أصدقائي فهم يقيمون في فندق "ماجستيك |
| Dün gece Majestic'te ne oldu? | Open Subtitles | ما الذي حصل في حانة "ماجستيك" ليلة البارحة؟ |
| - Majestic bu akşam kalabalık. | Open Subtitles | -ثمّة أناس كثيرون في حانة "ماجستيك" الليلة |
| Bana sorarsan, bu gece Majestic'te görevli. Asayişi sağlayacak. | Open Subtitles | وللعلم، إنها ستذهب إلى "ماجستيك" الليلة لتحافظ على الأمان |
| Majestic'e gidip mekana göz kulak olun. | Open Subtitles | أريدك أن تذهب إلى حانة "ماجستيك" وتراقب المكان جيداً |
| Majestic Oteli'ne gidiyoruz, şoför bey. | Open Subtitles | إلى فندق "ماجستيك" لو سمحت أيها السائق |
| Ben Majestic Otel'de dansçi ve briç hostesiyim. | Open Subtitles | أنا مضيفة الرقص ولعب البريدج في فندق (ماجستيك) |
| Majestic gibi kaliteli bir yere pek yakismazdi. Ama kizlari bilirsiniz. | Open Subtitles | لا يجب أن تضعه في مكان راقي مثل (ماجستيك)، لكنك تعرف الفتيات |
| Majestic'in hoslanmadigi bir sey varsa, o da isin içine polisin karismasidir. | Open Subtitles | فندق (ماجستيك) لا يريدون أن تحشر الشرطة أنفها في كل مكان |
| Majestic Otel'de kaliyormus ve polise de o bildirmis. ilginç bir rastlanti. | Open Subtitles | يقيم في (ماجستيك)، هو مَن أبلغ الشرطة أليست تلك مصادفة؟ |
| Majestic cinayeti için tutuklanacagini söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنه سيتم القبض عليك بتهمة القتل في (ماجستيك) |
| Majestic tepeye tırmandı... ve Dangerous bir şarkıylataçlandırdı. | Open Subtitles | وصل (ماجستيك) أخيراً إلى القمة و اشتهرت كل أغاني (دينجروس) |
| Ve Majestic kendini dokunulmaz hissetti. | Open Subtitles | و شعر (ماجستيك) أن لا أحداً يستطيع المساس به |
| Kolombiyalılar, Majestic'e uyuşturucu satmayarak cevap verdi. | Open Subtitles | عاد الكولومبيون لرؤية (ماجستيك) لأنه لم يعد هناك مخدرات |
| Aynı onunki gibi. Majestic vermedi diyorsun yani. | Open Subtitles | بعقد كهذا , هل أنت متأكد من أنك لم تحصل على هذا من (ماجستيك) ؟ |
| Big Daddy. Big Daddy. Majestik Otel'de olası bir adam kaçırma... | Open Subtitles | إلى "بيغ دادي"، لدينا حالة أختطاف (ممكنةفيفندق(ماجستيك... |