| Meryem'i selamla, İsa'yı öv, bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | ماري العزراء، مدح اليسوع وكل تلك الأدعية |
| "John" özne, "dövdü" fiil... Mary nesne... İyi bir cümle. | TED | جون هو الفاعل. يضرب هو الفعل. ماري هي المفعول به. |
| Martha, inanıyorum ki, Marry ve Sally anneleri mezarında yatarken değil, hayatta olduğu sürece mutlu olacaklar. | Open Subtitles | مارثا اعتقد ان ماري و سالي سيكون افضل بأم حية و ليس ميته |
| Mari' ye Jun' n Mendoza' ya gittiğini söyle.Amcasını buldu. | Open Subtitles | اخبر ماري ان جين ذهب الي ميندوزا لقد وجد عمه |
| Artık o, Juan Antonio ve Maria Elena sevgili olmuşlardı. | Open Subtitles | الآن هي و خوان أنطونيو و ماري إيلينا أصبحوا عشاقاً |
| - Evet benden bir iyilik istedin.. Sonra amcam Murray sana bir çek yazdı. | Open Subtitles | اه نعم تذكرت ، عندما جئت لي و طلبت مني أن أسدي لك معروفا عندئذا عمي ماري أعطاك شيكا |
| Pro Hong'la buluşacak. Kendi sorununu kendin hallet sen, Me Ah Ri'yle. | Open Subtitles | تاي سان يقابل برو هونغ، فلتهتم بمشكلة ماري بمفردك. |
| Meryem, arkadaşıma kuru bir şapka vermeleri için birilerini yollarmısın. | Open Subtitles | ماري أرجوكِ ارسلي شخص ما يعطي لصديقي قبعة جافة |
| Belki Meryem Ana anahtarı bana gönderebilir. | Open Subtitles | إن ماري دائما تلقي له المفتاح ومن يدري .. |
| Kilisede, dizlerinin üzerinde İsa'ya, Meryem'e, Joseph'e ve cennetteki bütün azizlere bir ibne doğurduğu için bağışlanmasını dilerdi. | Open Subtitles | على كبتيها في الكنيسة, تستجدي المسيح, ماري و جوزيف و كل قدّيس في الجنة ليغفروا لها لأنها قامت بالولادة |
| Evlendiklerinde George aslında bir alkolikti ve Mary bunu biliyordu. | TED | كانت ماري على علم بأن جورج مدمن كحول عندما تزّوجا، |
| Mary Willingham, Chapel Hill North Carolina Üniversitesi'ndeki akademik yolsuzluk vakasının itirafçısı. | TED | ماري ولينغهام واشية من جامعة شمال كاليفورنيا في تشابلهل بقضية احتيال أكاديمي |
| Bu gördüğüm en utanç verici manzara değilse, ben de Mary Poppins değilim. | Open Subtitles | حسنا .. لم ارى مثل هذه الامور ابدا وانا التي اسمي ماري بوبينس |
| Marry Higgins Clark'tan romanım ve güneşten koruyucu kremim. | Open Subtitles | ماري هيغانس كلارك ومرهم الحماية من الشمس |
| Parmaklarını şıklatıp, odayı Marry Poppins gibi bitiremez misin? | Open Subtitles | هل تستطيع الطرقعة بأصابعك وتنهي هذه الغرفة مثل ماري بوبينز ؟ |
| İyi akşamlar Marry. Anderson dosyasını masana bıraktım. | Open Subtitles | طابت ليلتك ماري , تركت وصية أندرسون على مكتبك . |
| "Evliliğin için savaş" , Anna Mari Lu'nun çok satan kitabı. | Open Subtitles | الدفاع عن زواجك " أفضل مبيعات لـ أنا ماري لو " |
| Emin değilim ama Mari'nin bir Amerikan askeri ile çıktığını duymuştum. | Open Subtitles | انا لست متأكد ! **SBO-SOFT** لكني سمعت ان ماري كانت في الخارج مع جندي امريكي |
| O halde Mari'yi Noche'ler vurdu öyle mi? | Open Subtitles | إذاً عصابة " نوتشيه " التي أصابت " ماري " ؟ |
| Birkaç yıl evvelinde Agnes tedavi için İtalya'ya gittiğinde Maria ve kocası Joakin malikanede kalıyorlardı. | Open Subtitles | ــ منذ عدة سنوات سافرت آجنس لإيطاليا لتحسين حالتها الصحية وكانت ماري وزوجها جوكيم يقيمان بالعزبة |
| Bir akşam, Anna'nın küçük kızı hastalanmıştı ve Maria yakın bir kasabada yaşayan aile doktorumuzu çağırtmıştı. | Open Subtitles | وذات مساء،مرضت ابنة آنــا الصغيرة وأرسلت ماري لطبيب العائلة الذي يعيش بالقرب من المدينة |
| [Sargı] Dr. Murray Scholl Smith e gittim. Ben C tipi göğüse alışığım, O bana çift D tipi göğüs yaptı. | Open Subtitles | ذهبت للطبيب ماري شولتزان كما تشاهدون اصبحت الضعف |
| Me ah Ri yine beni mi çekiştiriyor? | Open Subtitles | لماذا؟ هل ماري تسيء التحدث عني مرةً أخرى؟ |
| Ama bir daha seni Marie ile görürsem, her şeyi geri alırım. | Open Subtitles | لكنني سأسترد المذياع والدراجة والمال لو رأيتك مرة أخرى مع ماري تلك |