| Bizim yaptığımız ise ben de dahil olmak üzere herbirini dış dünyaya hayranlıkla yollayıp mükemmel olmasını istememizdir. | TED | مانفعله هو اننا نرسل كل واحد منهم, الى من فيهم انا, الى العالم الخارجي مع التذكير, كن مثالياً. |
| Bizim yaptığımız bu dalışları yapmanın neye benzediğini size göstereceğim. Burada botta başlıyoruz ve tüm bu pahalı, yüksek teknolojili ekipmanlara rağmen | TED | سأعرض عليكم مانفعله عند الغطس. نبدأ هنا على متن القارب، وجميع هذه المعدات، والتكنولوجيا المتطورة باهظة الثمن |
| Bizim burada yaptığımız şeyin parasal bir karşılğı olamaz. | Open Subtitles | مانفعله لا يقدر بثمن أيها الشاب، كل شيء يكون حسب كمية النقود |
| Başından beri bunu yapıyoruz. Şimdilik iyi gidiyor gibi. | Open Subtitles | هذا مانفعله دائما لكنها الان تبدوا احسن بكثير |
| Ne yaptığımızı biliyoruz. Bunda endişelenecek birşey yok. | Open Subtitles | نحن نعلم مانفعله ولا داعى للقلق بشان ذلك |
| Dinle, Box ve ben aptalca şeyler yaparız ve bize koymaz. | Open Subtitles | هذا مانفعله أنا وبوكس أشياء غبية .. ونحن بخير هكذا |
| Bizim işimiz bu. Çabuk ameliyathaneye haber ver hazırlansınlar. Tedavi edilmesi gereken ölü bir bacağım var. | Open Subtitles | هذا مانفعله. إذهبي وأخبري العمليات، لدي تنضير ساق. |
| Burada yaptığımız şey insanların nefretlerini dışa vurdurmak. | Open Subtitles | مانفعله هنا هو لجعل الناس يخرجون . الكراهيّة التي يشعرون بها حيال أنفسهم |
| Tüm yaptığımız hayvanlı bisküvilerden yemek ve suç mahali hakkında düşünmek. | Open Subtitles | كل مانفعله أننا نتناول الكعك ونتعدى على مسرح جريمه |
| yaptığımız bu! Yaşam için pislik satıyoruz! | Open Subtitles | ذلك مانفعله نحن نبيع الهراء من اجل العيش |
| yaptığımız her şey beynimizdeki kimyasal sinir taşıyıcıları ile kontrol edilir. | Open Subtitles | .. كل مانفعله مراقب بواسطة الناقلات العصبية الكيميائية في الدماغ |
| Bunlar, yaptığımız şeyi düzeltmez. | Open Subtitles | كل مالدينا من أعذار منطقية لايجعل مانفعله صح |
| Şimdi birdenbire Canavar'a atlayıp tepelere gidersek bildiğimizi anlarlar, ama yaptığımız şeye devam edip gideceğimiz yere gidersek anlamazlar. | Open Subtitles | انت قلت اذا ذهب الى داخل الوحش وانتقدت,نحن نعلم اذا اكملنا مانفعله |
| Evet, burada yaptığımız şey bu savaş hikayeleri anlatmak. | Open Subtitles | أجل، حسنُ، هذا مانفعله هنا، نتشارك قصص الحروب |
| Biz her zaman burnumuzu ait olmadığı yerlere sokuyoruz. Bunu hep yapıyoruz. | Open Subtitles | دانيل , نحن دائماً نحشر أنوفنا حيث لاتنتمي , إنه مانفعله |
| Fakat Circumlocution Ofiste işleri bu şekilde yapıyoruz. | Open Subtitles | ولكن هذا مانفعله في مكتب التدوير. |
| Bence herkes böyle yapıyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو مانفعله جميعنا |
| Bu iş yıldırım hızıyla, kimse ne yaptığımızı anlamadan sonuçlanmalı. | Open Subtitles | لذا يجب أن نتحرك سريعا قبل ان يعرف اى شخص مانفعله |
| Görgü şahitleriyle görüşeceğiz ve nereye gittiklerini öğreneceğiz, çünkü biz böyle yaparız, biz kanun adamlarıyız. | Open Subtitles | سنقابل شهود لمعرفة أين ذهبو لان هذا مانفعله |
| - Aman boş ver. Bizim işimiz bu, tamam mı? | Open Subtitles | أجل, إنس ذلك, هذا مانفعله, أليس كذلك؟ |
| Tamam, burada yapmamız gereken hedefin tam ortasına inecek şekilde uygun hizada, hızlı bir dalış yapmak. | Open Subtitles | حسناً ، مانفعله هنا أن نقوم بالتركيز على الهدف |
| Şimdi yapacağımız şey ise değişik şekil ve boyutlardaki davullara bakmak. | Open Subtitles | لذا مانفعله هو أننا سنبحث عن أشكال وأحجام مختلفة من الطبول |
| Hayranlardan bazılarının yaptıklarımızla arasında kötü bir bağı var gibi. | Open Subtitles | يبدو أن المعجبين بدأت علاقاتهم معنا تصبح مريعة بسبب مانفعله |
| - Sana bir içki alabilir miyiz? - Hiç olmazsa bunu yapalım. | Open Subtitles | هل نقدم لك شراب أو شئ - أنه أقل مانفعله لك - |