| Tek yapabileceğin sabırlı davranıp yanında olmak. | Open Subtitles | كل مايمكنك فعله هو منحه التعليمات وكن صبورا |
| yapabileceğin tek şey polisin soruşturmayı tamamlamasını beklemek. | Open Subtitles | كل مايمكنك فعله هو ترك الشرطة يتابعون تحقيقهم |
| Tek yapabileceğin yakından izlemek ve alevler yükseldiğinde yanlarında olmak. | Open Subtitles | كل مايمكنك فعله هو مشاهدتهم عن قرب فقط والتواجد هناك عندما يتصاعد اللهيب |
| Tek yapabileceğin güç kazanmamı izlemek olur. | Open Subtitles | كلّ مايمكنك فعله هو رؤية سلطتي ترتفع. |
| Evine git, Mike. Bu gece yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | عد إلى المنزل (مايك) ليس هنالك مايمكنك فعله هذه الليلة |
| Ve senin yapabileceğin tek şey bana Jamal'ı mı övmek? | Open Subtitles | وكل مايمكنك فعله هو التحدث عن جمال ؟ |
| Onun için yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك مايمكنك فعله من اجله |
| Uh, bende senin yapabileceğin bir iş var! | Open Subtitles | لدي مايمكنك فعله |
| Olan oldu artık ve yapabileceğin bir şey yok, tamam mı? | Open Subtitles | -لايوجد الآن مايمكنك فعله الآن -حسناً |
| yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك مايمكنك فعله. |
| yapabileceğin fazla bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك مايمكنك فعله |