| Ben de bunu yapmak istiyorum. Rahat bırak beni. | Open Subtitles | و هذا ما أريد أن أفعله لذا تنحى عنى جانبا |
| Benim göğüsler büyük hissediyorum, ve ben yapmak istiyorum bu şeker tüm yemek olduğunu. | Open Subtitles | أنا محطمة. أشعرأنأثدائيضخمة. و كل ما أريد أن أفعله هو أنآكلكل هذهالحلوى. |
| yapmak istediğim şey hepimizi pis suyun, hatta kanalizasyonun içine çekmek çünkü sizlere ishalden bahsetmek istiyorum. | TED | ما أريد أن أفعله هو إصطحابنا جميعاً إلى مزراب الصرف بل و على طول الطريق إلى أنبوب المجارى لأننى أريد التحدث عن الإسهال |
| Yorucu olabileceğini biliyorum ama şu an tek yapmak istediğim bu. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى كيف يجرح ذلك ولكن.. هذا كل ما أريد أن أفعله الآن |
| Ben, orta yaşlı bir adamın ve ne yapmak istediğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا رجل متوسط العمر، ولا أعرف ما أريد أن أفعله بحياتي |
| Hayatımın kalanı boyunca her gün bunu yapmak istiyorum. | Open Subtitles | هذا ما أريد أن أفعله طوال اليوم كل يوم لنهاية حياتى |
| İstediğimi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أفعل ما أريد أن أفعله وأنتِ.. |
| O onun cüzdan kaybolur onun araba anahtarları, kaybolur, onun daire kendini kilitli, ve onu yapmak istiyorum ne için iyi bir ruh hali olması gerekir Bu gece. | Open Subtitles | لقد فقد مفاتيح سيارته و فقد محفظته و أقفل على نفسه خارج شقته و أنا أريده أن يكون بمزاج جيد . بشأن ما أريد أن أفعله الليلة |
| Büyüyünce bunu yapmak istiyorum. Film puanlamak istiyorum. | Open Subtitles | هذا ما أريد أن أفعله عندما أكبر (تسجيل الأفلام ) |
| Çünkü yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لأن هذا ما أريد أن أفعله. |
| Ve bu konuşmada yapmak istediğim bu ikiliyi birbirinden ayırmak -- nasıl birbirlerinden ayrılıp nasıl birleştiklerini anlatarak. | TED | و ما أريد أن أفعله في هذه المحاضرة هو فصلهما عن بعض -- معرفة أين ينحرفان و أين يقتربان. |
| Böylece benim için liseyi bitirme zamanı geldiğinde ne yapmak istediğim hakkında düşünmeye başladım ve tıpkı çoğu öğrenci gibi bunun ne anlama geldiği ya da ne yapmak istediğim hakkında hiçbir fikrim yoktu | TED | وهكذا عندما حان الوقت بالنسبة لي فعليًا لإنهاء المدرسة الثانوية، بدأت بالتفكير فيما أود أن أفعله، وتماما مثل ربما معظم الطلاب، ليست لدي فكرة ما يعني ذلك أو ما أريد أن أفعله. |
| Bu filmleri merakla, şaşkınlıkla, kafamda havai fişekler patlarken izledim, şöyle düşündüm, "Hayatım boyunca yapmak istediğim şey bu." | TED | شاهدت هذه الأفلام في تعجب وذهول، وكأن الألعاب النارية تتطاير في رأسي، وتبادر إلى ذهني:" هذا ما أريد أن أفعله في حياتي" |
| yapmak istediğim şey şu: | TED | ولذلك، فهذا ما أريد أن أفعله. |
| Tek yapmak istediğim bu, Frankie. | Open Subtitles | هذا كل ما أريد أن أفعله فرانكي |
| Chris Baker, beni sürekli yeni mekanına davet ediyor, ama şuan bunu yapmak istediğimden emin değilim. | Open Subtitles | (كرس بيكر) طلب مني أن أنضم إليه في مكانه الجديد لكن لستُ متأكداً بأنني هذا ما أريد أن أفعله الآن |
| Annemle birlikte karar verdiklerini söylediler bana da ne yapmak istediğimi sordular ama muhtemelen yine de yatıracaklardı beni. | Open Subtitles | قالوا أنني عنيدة الأتفاق مع أمي ثم سألوني ما أريد أن أفعله لكن أعتقد أنهم سيجعلوني أبقاء على أي حال |
| Ama ne yapmak istediğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | -ولا أعرف ما أريد أن أفعله بحياتي. |