| O toz, uzaylı teknolojisinden Geriye kalan son kırıntıydı. | Open Subtitles | ذلك الغبار كان آخر ما بقي لدي من تلك التقنية الفضائية التي لدي |
| Geriye kalan, işlerinde çok iyi olan bizlerin yaptığı. | Open Subtitles | ما بقي هو هؤلاء الأشخاص الذين يجيدون ما نفعله |
| Parfüm ve Kozmetik departmanı. Ya da geriye ne kaldıysa. | Open Subtitles | قسم العطور و مستحضرات التجميل ما بقي منه على أي حال |
| Önemli olan kaybedilenler değil, geriye kalanlar. | Open Subtitles | اللذي يهمنا ليس ما مضى انما ما بقي لنا |
| Yardımın için teşekkür etmekten başka yapacağım bir şey kalmadı burada. | Open Subtitles | إذاً كل ما بقي لي هنا هو شكرك على المساعدة |
| Tek sorun şu ki, hayatımın kalanını onu satmaya çalışarak harcayacağım. | Open Subtitles | المشكلة أني سأمضي ما بقي من حياتي أحاول بيعها في الشارع |
| Kızla olan deneyiminizden aklınızda ne kaldı? | Open Subtitles | ما بقي معك من تجربتك مع تلك الفتاة |
| Karaciğerden kalanları tartar mısın lütfen Gerald? | Open Subtitles | داكي : كم وزن ما بقي من الكبد يا جيرالد جيرالد : |
| Çocuklar elimde kalan tek şey ve onları asla satmayacağım. | Open Subtitles | الأطفال هم كل ما بقي لي. وأنا لن أبيعهم، ولا حتّى للرهن العقاري |
| Ve sonra, iç organlarını kopartıp, Kanopik Kavanoz'lara koyacaklar ve Geriye kalan vidudunu ise mumyalayacaklar. | Open Subtitles | ثم يمزقون اعضائك ويحشرونها في اواني ثم يحنطون ما بقي |
| Direkt olarak onunla savaşamam.. ..yoksa Geriye kalan az adamımızı da kaybetme riskine girmiş oluruz. | Open Subtitles | لا نستطيع مقاتلته مباشرة، وإلا سنخاطر بخسارة ما بقي لدينا من الجنود القلائل |
| Geriye kalan tek konu çocuklara kimin velayet edeceği. | Open Subtitles | كل ما بقي هو الوصاية على الأولاد |
| Viper'dan tek Geriye kalan izleme cihazıydı. | Open Subtitles | كل ما بقي من سيارة الـ " فايبر " هو جهاز التتبع |
| Kendin veya ailenden Geriye kalan için. | Open Subtitles | لأجلكَ أو لأجل ما بقي من عائلتكَ |
| - O yaratık senin abin ya da geriye ne kaldıysa. | Open Subtitles | ذاك المخلوق هو أخاك أو ما بقي منه |
| - Geriye ne kaldıysa artık. | Open Subtitles | العالَم أو ما بقي منه على أيّ حال |
| Aile için en iyi olanı yapıyorum, bizim ailemiz geriye aileden ne kaldıysa artık. | Open Subtitles | أنا أفعل ما هو أفظل للعائلة, عائلتنا... ما بقي منها على كل حال. |
| Ondan geriye kalanlar yani. Dün binaya bakmaya gittim. | Open Subtitles | أو ما بقي منها، مررت بالبناء البارحة. |
| Geçici bir dövmeden geriye kalanlar. | Open Subtitles | ما بقي من وشم مؤقت |
| - Ya da onlardan geriye kalanlar. | Open Subtitles | أو ما بقي منهم. |
| Yardımın için teşekkür etmekten başka yapacağım bir şey kalmadı burada. | Open Subtitles | إذاً كل ما بقي لي هنا هو شكرك على المساعدة |
| Hayatımın geri kalanını seninle geçireceğimi sanmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت أحلم بأن أقضي ما بقي من حياتي معك |
| Lost bitti. Geriye ne kaldı bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. | Open Subtitles | قد انتهى مسلسل (التائهون)، ولا أعرف ما بقي لدينا، صدقاً |
| Tamam, kalanları bitirelim, sonra da çiftliğin öteki tarafına gideriz. | Open Subtitles | حسنٌ، دعونا ننهي ما بقي لنا وبعدها سنكمل في الجهة الأخرى من مزرعة المواشي. |
| Şimdiyse, operaya olan sevgim duyarlı yanımdan kalan tek şey maalesef. | Open Subtitles | والآن أخشى أنّ حبّي للأوبرا هو كلّ ما بقي من جانبي الحسّاس |