| Elimden gelenin en iyisini yaptım beyler, buranın evlerle doldurulmuş olduğunu nereden bileyim. | Open Subtitles | تذكرت ما بوسعي يا فتى لكن لم أعلم أن المكان سيكون مليئاً بالمنازل |
| Elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Hala bu insanlara yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إنني أفعل أفضل ما بوسعي حقاً، هنا لازلت أحاول مساعدة هؤلاء الناس |
| Ben de elimden gelen her şeyi yapmak için her şeyi denedim. | TED | لكنني بدوري أردت فعل ما بوسعي للمساعدة، لذلك أردت تجربة كل شيء. |
| Onu eve getirebilmek için her şeyi yapacağım tamam mı? | Open Subtitles | وسأفعل كل ما بوسعي لأعيدها الى المنزل مرة اخرى، حسناً؟ |
| - Elimden geleni yaparım, eğer taciz gibi görünürse, yargıç bunu atacaktır. | Open Subtitles | -سأبذل ما بوسعي ، لكنها لو بدت كمضايقة مستمرة، فإن القاضي سيرفضها |
| Eşimi öldüren kişiyi bulmak için elimden ne geliyorsa yaparım. | Open Subtitles | سأفعل كل ما بوسعي للعثور على الأشخاص الذين قتلوا زوجتي |
| Elimden gelenin en iyisini yaptım fakat belli ki Maggie'nin yarışı bitti. | Open Subtitles | لقد فعلت ما بوسعي لكن مثل ما هو واضح حملة ماغي انتهت. |
| Sana kol kanat gerdim, Elimden gelenin en iyisini yaptım, seninse tek yaptığın sızlanmak! | Open Subtitles | رعيتك وفعلت ما بوسعي وكل ما تفعله هو النحيب والتذمر |
| Hala, davada Elimden gelenin en iyisini yapamadığımı biliyorum. | Open Subtitles | مازلت أعلم بأنني لم أفعل ما بوسعي في القضية |
| Siz çocuklar elinizden gelenin en iyisini yapın ben de Elimden gelenin en iyisini yapacağım. | Open Subtitles | أنتم يا أطفال افعلوا ما بوسعكم وسأفعل أنا ما بوسعي. |
| Sanırım bir milyoner olmak için Elimden gelenin en iyisini deneyeceğim. | Open Subtitles | أظن أنني سأفعل ما بوسعي لأعتاد على كوني مليونير متعدد |
| Evet, fakat hastalanmaması için elimden gelen her şeyi yaptım. | Open Subtitles | نعم، لكن فعلت كل ما بوسعي للتأكد أنها لن تمرض |
| Hayır, o ölüyor ve ben elimden gelen her şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | وليس هناك ما يمكن فعله لا أنا أفعل كل ما بوسعي |
| Kardeşimi öldüren ilaçla ilgili her şeyi öğrenebilmek için üç yılımı harcadım. | Open Subtitles | قضيت ثلاث سنوات أتعلم كل ما بوسعي حول الأدوية التي قتلت أختي |
| - Çocukları olursa iki ikramiye. Oğlan çocuk. - Elimden geleni yapacağım, efendim. | Open Subtitles | و سأضاعفها لو كان هناك طفل ، صبي - سأفعل ما بوسعي سيدي - |
| 'İstila edin. Bende size destek olmak için elimden ne geliyorsa yapacağım.' | Open Subtitles | للغزو سأغتنم هذه اللحظة و اقدم كل ما بوسعي تقديمه لمساعدتكم |
| Ve sana söz veriyorum onları bulmak için tüm gücümü kullanacağım. | Open Subtitles | و أعدكَ أن أفعلَ كلّ ما بوسعي لإيجادهما. |
| Elimden geleni yaptım ama daha önce hayvan üzerinde çalışmamıştım. | Open Subtitles | لقد فعلت ما بوسعي ولكنني لم أعالج حيواناً من قبل |
| Adımlarını takip etmek için elimden geleni yapıyorum ama bir şey bulamadım. | Open Subtitles | كنت افعل ما بوسعي لألاحق خطواته لكن حتى الان لم اتوصل لشيء |
| Bu yüzden, şunları doldurmanızı ve karşılanmasını istediğiniz bütün hastalıklarınızı yazmanızı istiyorum, Ne yapabileceğime bakacağım. | Open Subtitles | لذا فأريد منكم أن تكتبوا الأمراض التي لديكم التي تريدون تغطيتها و سأرى ما بوسعي |
| Yeğenim hakkında konuşuyorsun ve ben ona yardım etmek için elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن ابن أخي هنا، و أنا سأفعل كل ما بوسعي لمساعدته. |
| Kendimi içinde bulduğum bu yeni yaşamda kederle ilerlerken, elimden geldiğince bu anlayışı benimsiyorum. | TED | في تلك الحياة الجديدة التي وجدت نفسي بها، أفعلُ ما بوسعي لأحتضن هذا المفهوم بينما أحاول تخطي فاجعتي. |