| Bunu hak ediyor. | Open Subtitles | حسناً، ذلك ما تستحقه. |
| Tam olarak bunu hak ediyor. | Open Subtitles | بلى ! ، هذا ما تستحقه تماماً |
| Seni temin ederim hak ettiğini en yakın zamanda bulacaksın. | Open Subtitles | سوف تنال ما تستحقه في القريب العاجل أؤكد لك ذلك |
| Bana bunu hak ettiğini gözümün içine bakarak söyleyecek cesareti toplayana kadar başarısız olmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | للنظر في عيني مباشرة و تخبرني هذا كل ما تستحقه لن استطيع ترك للفشل |
| Beni eski halime döndürecek misin? Buffy hak ettiği şeyi alabilsin diye? | Open Subtitles | اجعلني ما كنت عليه حتي يمكن لبافي أن تحصل علي ما تستحقه |
| Ama birisine, hak ettiği şeyi alması için yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | لكنني أستطيع مساعدة أحدهم بالحصول على ما تستحقه |
| Bu balon çılgınlığını yaparsan olacağı bu. | Open Subtitles | هذا ما تستحقه من أجل هذا البالون الجنونى |
| Ona hak ettiği şeyleri, başkalarının alamayacağını öğretmeye çalıştım. | Open Subtitles | ولكن سارا عملت بجد لقد حاوت تعليمها أن ما تستحقه |
| Tam olarak bunu hak ediyor. | Open Subtitles | بلى ! ، هذا ما تستحقه تماماً |
| Annenin belki de başına gelenleri hak ettiğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكرتِ يوماً بأنها ربما نالت ما تستحقه ؟ |
| Martha'nın hayatının o zalim küçük gözlerinden kayboluşunu gördüğümde biliyordum ki o tam olarak hak ettiğini alıyordu. | Open Subtitles | عندما رايت الحياة تفارق عيني مارثا اللئيمتين عرفت انها نالت ما تستحقه |
| Martha'nın hayatının o zalim küçük gözlerinden kayboluşunu izlediğimde biliyordum ki o tam olarak hak ettiğini alıyordu. | Open Subtitles | عندما رايت الحياة تفارق عيني مارثا اللئيمتين عرفت انها نالت ما تستحقه |
| hak ettiğini bulacaksın evlat. | Open Subtitles | أنت ستحصل على ما تستحقه يا ولد |
| "Orospunun tekine, hak ettiği şeyi yaptığım için." | Open Subtitles | أعطيت العاهرة ما تستحقه تماماً |
| Bize ve jüriye de belirttiğiniz gibi, yanınıza gelip orospunun tekine, hak ettiği şeyi yaptığını mı söyledi? | Open Subtitles | - إذن , فقد قال لك ما قلته لنا ولهيئة المحلفين .. أنه أعطى امرأة ما تستحقه |
| "Orospunun tekine, hak ettiği şeyi yaptığım için" dedi. | Open Subtitles | قال , "لقد أعطيت العاهرة ما تستحقه" |
| Bu balon çılgınlığını yaparsan olacağı bu. | Open Subtitles | هذا ما تستحقه من أجل هذا البالون الجنونى |
| Tanrım, bunağın birine yalakalık yaparsan olacağı bu. | Open Subtitles | و الذي هو و ثقوا بي تماماً,إسم غير ملائم حسناً,هذا ما تستحقه , |
| Yeni kocasının hak ettiği şeyleri vereceğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أتاكد أن يكون زوجها الجديد قادرا أن يوفر لها ما تستحقه |