| İstediğin şeye inanabilirsin ama benim olmam gereken yer burası. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تصدّقي ما تشائين لكن هنا يُفترضُ أن أكون |
| İstediğin kadar bekleyebilirsin, ama sadece baskının kalkmasını istediğin zaman yap. | TED | بإمكانك الانتظار قدر ما تشائين متى رغبتي بإزاحة الضغط |
| Yanımızda oturuyorsun diye her istediğini yaparım sanıyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين بأنه يحق لك ان تفعلي ما تشائين لكونكِ تعيشين معنا |
| Hem artık paran var ve istediğini yapabilirsin. | Open Subtitles | إذن، أصبحتِ تملكين المال الآن وبمقدوركِ أن تفعلي ما تشائين. |
| Gabbeh hanım, bana ne istersen yap, ama kalbimi kırma. | Open Subtitles | آنسة غابي إفعلي ما تشائين بي لكن لاتحطمين قلبي |
| Amerikalı değilsen ne istersen olabilirsin. | Open Subtitles | طالما أنّكِ لستِ أميركيّة تستطيعين أن تكوني ما تشائين |
| Sen Ne istiyorsan ben de onu alırım... çünkü seni çok seviyorum. | Open Subtitles | أريد لكِ أن تطلبي ما تشائين لأنني أحبكِ للغاية، وأريدكِ أن تكوني سعيدة |
| Bana ne dersen de ama kızım hakkında bir şey söyleme. Anladın mı? | Open Subtitles | قولي ما تشائين عني ولكن إياكِ أن تتحدثي بأية تفاهات عن إبنتي ، أتفهمين ؟ |
| Benim diyetimle, istediğinizi istediğiniz zaman yiyebilirsiniz. | Open Subtitles | بحميتي ، يمكنك تناول ما تشائين وقتما تشائين |
| Ona istediğin yakınlıkta durabilirdin... ve o gece Thursby'den aldığın silahla vurdun onu. | Open Subtitles | كان بأمكانك الوقوف قريبا منه بقدر ما تشائين.. , وان تقتليه بمسدس اخذتيه من ثورزبى تلك الليلة, |
| Bir piyanomuz da var. İstediğin gibi çalışabilirsin. | Open Subtitles | لدينا بيانو ، و يمكنكِ أن تزاولين كل ما تشائين |
| İstediğin kadar al, haftada 1000 pound olsun. | Open Subtitles | يمكنك أن تأخذي ما تشائين. ألف جنيه في الأسبوع |
| İstediğin kadar evimde kalabilirsin, ama sakın bana, annene davrandığın gibi davranma. | Open Subtitles | تستطيعين البقاء في منزلي قدر ما تشائين لكن لا تعامليني مثلما تعاملي امك |
| İstediğini yap ama Ramon da buna katılıyor mu? | Open Subtitles | افعلي ما تشائين لكن هل رامون موافق على ذلك ؟ |
| İstediğini seçebilirsin. | Open Subtitles | فإن الحجرة مليئة يمكنكِ أن تختارين ما تشائين |
| Veya benim bir klasım var senin yok. İstediğini seç. | Open Subtitles | أو أنا لدي رتبة وانت لا إختاري ما تشائين |
| Peki, gel. ne istersen yap. Ben seni dışarıda bekliyorum. | Open Subtitles | حسن، سنفعل ما تشائين لكن سأنتظرك في الخارج |
| Sana ne istersen yapabileceğini söylemiştim. | Open Subtitles | بالطبع لا. لقد قلت لك يجب عليك أن تفعلين ما تشائين |
| Benim hakkımda ne istersen söyleyebilirsin, ama sakın evleneceğim kızın fahişelerle düşüp kalkan bir adamla yattığını söyleme. | Open Subtitles | يمكنك قول ما تشائين في حقي، ولكن لا تقولي أن الفتاة التي سأتزوجها، تنام مع شخص يعاشر العاهرات. |
| Ne istiyorsan onu yap. Fakat asla geri dönmeyi düşünme! | Open Subtitles | إفعلي ما تشائين ، ولكن لا تعتقدي بأنه يمكنكِ النجاح في الهرب من هناك مرة أخرى |
| Ama birilerini işini kurtarmak zorundayım. Yani Ne istiyorsan yap çünkü umrumda değil. | Open Subtitles | لكني يتوجب علي أن أنقذ وظيفة رجل ما ، لذا إفعلي ما تشائين ، لأني لا أهتم |
| ne dersen de ama çok iyi bir yeminli muhasebeciyim. | Open Subtitles | قولي ما تشائين عنّي شخصيّا, لكنّني محاسب عظيم. |
| Sadece istediğiniz şeyi seçin, cihazı barkoda doğru tutup tetiğini çekin. | Open Subtitles | لذا اختاري ما تشائين صوبي المسدس على الكود |
| Canın ne isterse. Müze, alışveriş. | Open Subtitles | كل ما تشائين المتحف، التبضّع... |