| yapmaya çalıştığımız şey aslında uyuşmaz sektörleri bir araya getirmek. | TED | ما نحاول فعله هو جذب القطاعات غير المحتملة إلى المائدة. |
| yapmaya çalıştığımız, çöl dahil dünyanın her yerinde yaşayabilecek tek bir tür meydana getirmek. | TED | ما نحاول فعله هو الإتيان بنوع وحيد بإمكانه البقاء في أي مكان في العالم، حيث توجد صحراء قاحلة. |
| yapmaya çalıştığımız bugün yaşayan herkes için bir şecere oluşturmak. | TED | ما نحاول فعله هو بناء شجرة عائلية لكل إنسان حي اليوم، |
| Tek yapmaya çalıştığımız parselimizle ilgili anlaşmayı Caspere'in başına gelen trajik olaya rağmen garanti altına almak. | Open Subtitles | كلّ ما نحاول فعله هو ضمان عقد صفقة قطعة الأرض خاصّتنا رغم المأساة التي حدثت لـ كاسبير. |
| Burada yapmaya çalıştığımız şey sanal bir dünya oluşturmak. | TED | ما نحاول فعله هو بناء علم إفتراضي |
| ve bence yapmaya çalıştığımız, bir bakıma, Minsky'nin, bir kütühpanedeki bütün kitapların birbirleri ile konuşmaya başladıkları hayalini gerçeğe dönüştürmek, | TED | وأعتقد أن ذلك حقاً، بطريقة ما، ما نحاول فعله هو جعل حلم مينكسي يتحقق، حيث يمكنك تخيل كل الكتب في المكتبة تبدأ في الحديث مع بعضها البعض، حسناً، |
| İyi güzel ama bizim yapmaya çalıştığımız şey imkansız. | Open Subtitles | حسناً يا "بوارو" لكن ما نحاول فعله هو أمر مستحيل ! |
| İyi güzel ama bizim yapmaya çalıştığımız şey imkansız. | Open Subtitles | حسناً يا "بوارو" لكن ما نحاول فعله هو أمر مستحيل ! |