| Zaten ne istediğimizi bildiğimiz için, hiç gerekmediği halde burada oturup menüye bakmayı mı? | Open Subtitles | إما أن نجلس هنا، ننظر في القائمة على الرغم من أننـا نعـرف ما نُريده |
| Binlerce kilometre öteden istediğimizi alabilecek teknolojiye sahibiz. | Open Subtitles | لدينا التقنية لجلب ما نُريده مِن بُعد آلآف الكيلومترات. |
| Çünkü ancak o şekilde biz istediğimizi elde edebiliriz. | Open Subtitles | لانها الطريقة الوحيدة التي سنحصل على ما نُريده |
| Yapacağı hiçbir şey kalmayınca, bizim istediğimiz gibi, bizi vuracaktır. | Open Subtitles | سيضربنا فى أقرب ما يُمكن ليس لديه خيار الأن وهذا ما نُريده. |
| Bence burada ihtiyacımız olan her şeyi yaptık. | Open Subtitles | أعتقد إننا اخذنا كُل ما نُريده من أقوال |
| İstediğimizi alacağız, öyle ya da böyle. | Open Subtitles | سنحصل على ما نُريده بطريقة أو بأخرى |
| İstediğimizi alacağız, öyle ya da böyle. | Open Subtitles | سنحصل على ما نُريده بطريقة أو بأخرى |
| İstediğimizi aldık. | Open Subtitles | انظر ، لقد حصلنا على ما نُريده |
| İstediğimizi almak için güç kullanırız! | Open Subtitles | نستخدم القوّة لأخذ ما نُريده! |
| Tek istediğimiz bu. Hepimiz en büyüğünü isteriz, değil mi? | Open Subtitles | حَسناً، ذلك كُلّ ما نُريده كلنا نُريدُ الواحد الكبير، أليس كذلك؟ |
| Değerlerini istediğimiz gibi değiştiririz. | Open Subtitles | وأستطيع التلاعب بأجهزتها الحيوية لتفعل أى كان ما نُريده |
| Artık "İyi Geceler" mermilerinin "Çıyan" askerlerinde işe yaramadığını biliyorum ama tek istediğimiz onları etkisiz hale getirmek, öldürmek değil. | Open Subtitles | أنا أعلم أن طلقات مُسدس "ليلة سعيدة" لم تعد تؤثر في جنود "مئوية القوائم" ولكن كل ما نُريده هو إعاقتهم لا قتلهم |
| Forman, sanırım ihtiyacımız olan Patates Haya'dan biraz bilgi. | Open Subtitles | فورمان) , أعتقد ما نُريده هو رأي نت) "صاحب خِصية البطاطا" |
| İşte ihtiyacımız olan şey bu! | Open Subtitles | هذا ، هذا ما نُريده! |
| Tek ihtiyacımız olan bu, gülüp geçmesi. | Open Subtitles | هذا كل ما نُريده... أن يضحك |
| Çünkü bu bizim istediğimiz. | Open Subtitles | . لأن هذا هو ما نُريده |