| Burada başka bir şey oluyor ve Ne olduğunu öğreneceğim. | Open Subtitles | هناك شيء آخر يحدث، وأنا ستعمل معرفة ما هو عليه. |
| David, Ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmiyorum, fakat oradaydı, onu gördüm ve onunla savaşacağım. | Open Subtitles | ديفيد، وأنا لا أعرف ما هو عليه أو من أين يأتي، ولكن رأيت ذلك وأنا ستعمل محاربته. |
| Ne olduğunu bilmiyoruz, herhalde hastane atığı falandır. | Open Subtitles | نحن لا نعرف ما هو عليه. ربما الحطام المستشفى. |
| 19 yaşında araba sürememek için Ne var? | Open Subtitles | ما هو عليه لمدة 19 عاما , الذين لا يستطيعون قيادة السيارة ؟ |
| Nedir o halde? | Open Subtitles | ثم ما هو عليه ؟ |
| Sıyırıp aldım fakat ne olduğu konusunda bir fikrim yok. | Open Subtitles | أنا ممسوح ذلك. ليس لدي أي فكرة ما هو عليه. |
| Burada olmanın nasıl bir şey olduğunu asla tam olarak kavrayamayacaklar. | Open Subtitles | أنها لم تحصل على ذلك. انهم لن نفهم تماما ما هو عليه مثل أسفل هنا. |
| Ne olduğunu bilmeden tavsiyede bulanamam. | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن ننصح دون معرفة ما هو عليه. |
| Bunu saklayacak kadar çok seviyormuşum ve şimdi Ne olduğunu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | ومن الواضح أن المقصود بما فيه الكفاية بالنسبة لي لحفظه، والآن لا استطيع ان اقول ما هو عليه. |
| Doğru! Sen bugün o bodrumun Ne olduğunu gösterdin. | Open Subtitles | لقد ساهمتِ في تحويل ذلك القبو إلى ما هو عليه اليوم |
| Büyük bir kaderim var, Ne olduğunu bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | لدي مصير عظيم ، أنا على وشك أن معرفة ما هو عليه. |
| Büyük bir kaderim var, Ne olduğunu bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | لدي مصير عظيم ، أنا على وشك أن معرفة ما هو عليه. |
| Bak, Ne olduğunu biliyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أنظري ، انا اعرف ما هو عليه الأمر ، حسنا |
| Her ne ise, ona da bulaşmış ve eğer hastalığın Ne olduğunu bilirse kendini kurtarabileceğine inanıyor. | Open Subtitles | لا يهم، ما سيحصل إليه. وهو مقتنعٌ تماماً بأنه لا يمكنه إنقاذ نفسه إذا كان يعرف ما هو عليه. |
| Yapmam gerekenin Ne olduğunu görmeme yardım et. | Open Subtitles | مساعدة لي أن نرى ما هو عليه ولابد أن أفعل. |
| Mary Sibley başladığı işi bitirmek için her şeye sahip ama Ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | يتم الرد على جميع أسئلتي. ماري سيبلي لديها بالفعل كل ما تحتاجه لاستكمال ما كانت قد بدأت، لكنها لا تعرف ما هو عليه. |
| Saçmalamayı kes ve bunun Ne olduğunu söyle. | Open Subtitles | أوقف هرائك وفقط الذي يطلق عليه ما هو عليه. |
| Kızlarımla o çocuğun arasında Ne var? | Open Subtitles | ما هو عليه مع بناتي وهذا الطفل؟ - |
| Bana söylemediğin Ne var Jennifer? | Open Subtitles | - ما هو عليه كنت لا تقول لي؟ |
| Nedir o, T? | Open Subtitles | [BAROLAY] : ما هو عليه ، تي؟ |
| - O ne olduğu için. - Hala fark, ama. | Open Subtitles | لأن هذا ما هو عليه ألاحظ هذا ، لكن مع ذلك |
| Burada yaşamanın nasıl bir şey olduğunu konuşmak için yaşıtlarımızı arıyorduk. | Open Subtitles | نريد أن نتحدث مع شخص ما حول سن لدينا عن ما هو عليه مثل الذين يعيشون هنا. |